NOT: Bu yazının büyük bölümü daha önce Şafak Omaç tarafından
safakomac.com adresinde yayınlanmıştır.
safakomac.com adresinde yayınlanmıştır.
Sakarya Meydan Muharebesi’nin geçtiği topraklarda 5 gün yol alıp,Şehitlikleri,müzeleri,anıtları, mevzileri gezdik,ziyaret ettik ve 5 nci günün akşamı Yassıhöyük’te kamp yaptık.
Sakarya Meydan Muharebesi alanlarındaki ziyaretlerimiz dün akşam itibari ile son buldu ama Zafere Giden Yol projemiz devam ediyor. Bundan sonra bir süre, işgale uğrayan,yara alan Eskişehir,Kütahya savaşlarının geçtiği bölgelerde yol alıp, Zafere Giden Yol projemizde yer alan Birinci ve İkinci İnönü Murabelerinin geçtiği yerlere intikal edeceğiz.
Zafere Giden Yol projemizde bugün 6 ncı günün sabahındayız.Güne erken uyandık,ilk işimiz kamp yaptığımız eski okulun bahçesinin karşısında bulunan çeşmede bolca serinlemek oldu (kaba su olduğundan çeşmenin suyu içilmiyor).
Kahvaltımızı da okulun bahçesinde yaptık.Hazırlığımız çabuk bitti,07:30 civarı hazırlığımız tamamdı.Bu gün hedefimizde Mihalıççık,Yarın ise Çifteler var,ben de Ferdi’de Mihalıççık’ı hiç görmedik.Bugün kısmet ise Mihalıççık ile tanışacağız. Çifteler’i ise ben gördüm,Ferdi görmemiş.
Not:Yazılarımda Ferdi Kızıl kardeşiminde fotoğrafları bolca yer almakta.
Yassıhöyük’e Veda.
Yassıhöyük kamp yerimizde de klasik pozumuzu verip kamp yerine veda ediyoruz.
Sakarya Nehri.
Akşam savaşa adını veren Sakarya Nehri üzerinden geçip kamp yerine geçmiştik,şimdi yine üzerinden geçip bir süre yol alacağımız ovanın yolunu tutuyoruz.
Sakarya Nehri: Kızılırmak ve Fırat nehirlerinden sonra Türkiye’nin üçüncü en uzun, Kuzeybatı Anadolu’nun ise en büyük akarsuyudur. Nehir, ismini Yunan Mitolojisi’ndeki nehir tanrısı Sangarius’dan almaktadır. Eskişehir’in çifteler ilçesi yakınlarından doğan Sakarya Nehri kolları ile birlikte toplam uzunluğu 824 km.’dir.
Sazılar-Ömerler Yolu.
Yassıhöyük-Sazılar arasını düz bir ovada yol aldık.Sazılardan sonra ise Ömerler’e kadar vadi içine giriş yaptık.Polatlı bölgesinin bu tarafında bolca çeşme olmasına rağmen çeşmelerin suları içilmemekte,kaba su tabir edilen çeşmeler var,ancak serinlemeye yarar.Su ihtiyacımız pek olmadığından yolumuza devam ediyoruz.
Kahve Zamanı.
Ömerler köyü yakınlarında yeraltı suları ile sulama yapan bahçenin kenarında hem suyun vermiş olduğu hem de ağaçların serinliği altında sabah kahvemizi yudumlayıp bir süre dinlendik.
Yol ve Rüzgar.
Gençali sivrisini geçtikten sonra birazı iniş sonrası ise fazla eğim olmayan yolda çıkmaya başladık.Başladık ama sıcak ile beraber karşıdan gelen rüzgar bizi geri ittirmeye başladı.Burada Sakarya Vadisi üzerinden gelen kuzey rüzgarları bayağı etkili.Şiddetli rüzgar ile birlikte Eskişehir il sınırlarına da giriş yaptık.
Öğle Molası Beypazarı’na Karşı.
Rakımın 1000 metre olduğu bir bölgede hemen yolun kenarında ağaç gölgelerinin altında öğle yemeği için hazırlık yaptık.Tam altımızda uzun bir vadi var,ileride Sakarya Nehri’nin açtığı büyük vadi ile birleşiyor.Tam da karşımızdaki dağın hemen üzerinde ise Beypazarı var. Bu güzel atmosfer ve manzara eşliğinde öğle yemeğimizi yedik ve güzelce dinlendik.
Yol Ayrımı.
Ferdi tabela incelemesinde!!!!.Geldiğimiz yerler yazılı ama gideceğimiz yer orada yok. Sarayköy tarafına gidilirse yol Beypazarı’na kadar gidiyor,Ferdi belki de başka zamana plan yapıyor.
Bizim yönümüz hemen sol yanımızdaki yoldan Ahurköy üzeri Mihalıççık’a ulaşmak.
Ahurözü köyünde bir iki ev fotoğraf karesindeki yerini alıyor.
Ahurözü-Üçbaşlı-Ahurköy Civarı.
Ahurözü-Üçbaşlı taraflarında 1000 metre civarlarında çok güzel yol alırken Üçbaşlı’dan itibaren Ahurköy’e kadar uzun bir iniş yaptık.Bu inişi muhakkak bir çıkışı olacak ve tabii ki gün sonunda, çünkü Mihalıççık 1300 rakımda.Ahurköy civarında bolca akan çeşme
rampa tırmanmadan önce bize çok iyi geldi,bolca serinledik, yıkandık, Ahurköy’den sonra tırmanmaya başladık.
Mihalıççık’a Az Kaldı.
Ahurköy’den hafif başlayan tırmanış,Diközü’nde ve sonrasında iyice dikleşti. Diközü’nden sonra ki tırmanış gerçekten de yıpratıcı idi. Sıcak, rampa, gün sonu yorgunluğu ile birleşince pek iyi olmadı.
Mihalıççık.
Mihalıççık:Eskişehir ilinin bir ilçesidir. Mihalıççık ilçesi Yukarı Sakarya Bölgesinde Sündiken Dağları güney doğusunda kurulmuştur.1915’e kadar Ankara’nın ilçesiydi ve Kurtuluş Savaşı’nda çok kısa bir süre 16 Ağustos-20 Eylül 1921 tarihleri arasında Yunan işgaline uğramıştır. Mihalıççık isminin Köse Mihal’den veya oğlu Mihalgazi’den geldiği yönünde pek çok rivayet olmakla beraber henüz kesin tarihi belge elde edilememiştir.
Mihalıççık ilçesini kısaca tanıttım.
Akşam olmak üzere iken Mihallıççık düzlüğüne çıktık.Sivrihisar sapağını geçer geçmez sol yanımızda orman içinde çeşme görünce hemen keşfe gittik ve kamp için ideal olduğuna karar verince eksik malzemelerimizi almak için Mihalıççık ilçesine giriş yaptık. Hemen ilçe girişinden ihtiyaçlarımızı alıp tekrar kamp yerine gelip, seri şekilde çadırlarımızı kurduk. İçlerini yerleştirdikten sonra yemek işine giriştik.Bu gün yorucu bir gün oldu ve karnımız çok aç. Yemeğimizi keyifle yedik, yemekten sonra sohbet edip vakit geçirirken ise Ferdi ufak bir iş kazası geçirdi,sebebi ise alt resimdeki kırık bardak.
Görünmez Değil,Resmen Görünür.
Daha önce orayı kullananlar tarafından kırılıp bırakılan kırık bardak Ferdi oturduğu yerden kalkarken elini yere koyması ile avuç içine battı.Hemen orada kanı durduracak pansuman ve temizlik yapıp Ferdi’nin elini sardık.Bereket kesik fazla değil,Ferdi tam ağırlığını vermeden hissetti de hafif atlattı.
Tatsız bir olay,günü mahvedemez,sohbete kaldığımız yerden devam ettik ama bedenler yorgun, saat 22:00 olmadan herkes çadırının yolunu tuttu.Zaten dışarıda ayazda başlamıştı.
Bu gün yorucu olmak ile birlikte zevkli bir yol alıp Mihalıççık ilçesine vardık.Yarın başka yerlere yol alacağız.