NOT: Bu yazının büyük bölümü daha önce Şafak Omaç tarafından
safakomac.com adresinde yayınlanmıştır.
safakomac.com adresinde yayınlanmıştır.
Bu yazımın kapak fotoğrafı azmin,zaferin,onurun, başarının sembolü olsun.
Geceyi Aşkale Belediye Mesire Alanında geçirdik.Bu tarz yerlerde acaba rahatsız edilirmiyiz, yassah hemşehrim yaklaşımları olur mu, şüphesi her zaman olur.Ama bunların hiç biri olmadı, çok rahat bir uyku uyuduk.
Gün ağarırken uyandık,güzel bir kahvaltı yaptık.Bu gün hedefimizde Erzurum var,Erzurum, projemizin mihenk taşlarından biri.Erzurum’da gezilecek görülecek ve ziyaret edilecek yerler çok.
Aşkale-Erzurum düz sayılacak bir konumda bir ova,gerçi Aşkale ile Erzurum arası rakım farkı 300 ama olsun,bu bizim için pek önemli değil.
Erzurum Kongresi, Kongre Binası,Milli Mücadele,Nene Hatun Milli Parkı,Erzurum’un kültürel varlıkları……
Bu günkü program özet olarak yukarıda belirttiğim gibi.Erzurum’da kamp yapmak için kafamda öyle bir yer tasarladım ki!!! inanılmaz, inşallah gerçekleşir.
Şimdi yola çıkma zamanı,Aşkale’den bir önceki yazımda söz etmiştim.Kamp yerimiz Erzurum yolu üzerinde olduğundan Aşkale’ye girmeden Erzurum yönüne yolculuğumuz başlıyor.
(Ferdi Kızıl kardeşim proje de nasıl benim ile beraber ise fotoğraflarda da benimle beraber,yazımda da onun fotoğraflarından yararlandım.)
Kamp Yerimize Veda.
Rahat ettiğimiz,rahat uyuduğumuz Aşkale Belediyesi Mesire Yerine veda etmeden önce rutin hale gelen veda fotoğrafı çekimi yapıyoruz. Ferdi’nin tripotu bu işi çok iyi beceriyor.
Buradan veda fotoğrafı alıp ayrılıyoruz ama ayrılırken de diyoruz ki,Erzurum dönüşü buluşmak üzere.
Yoldan Manzaralar.
Çayköy mevkiini geçince sağ yanımızdaki tepeye bayrağımızı ve Türkiyem yazısını beyaz taşlarla bezemeleri ruhumuzu okşadı.
Karasu’ya destek olan küçük dereler etrafındaki hayvan sürüleri ile bereketli Erzurum ovasının göstergesiydi.
Erzurum Yolu.
Düz sayılabilecek bir konumda Erzurum’a doğru yol alıyoruz.Yolu yarıladık sayılır 40 kilometremiz kalmış.Yol iyi,keyfimiz yerinde.
Karasu Nehri.
Erzurum’a yaklaştığımızda ise bir süre uzaktan paralel takip ettiğimiz Karasu Nehri’nin üzerinden geçiş yapıyoruz. İleri ki günlerde de Karasu bize arkadaşlık yapacak.
Karasu Nehri: Erzurum Dumlu Dağı’ ndan doğar,Gürcü Boğazını geçerek Erzurum Ovasına ulaşır.Ovayı terk ederken Serçeme çayını kapar ve Aşkale boğazına ulaşır.Akyurt civarında Tuzla Çayı ile birleşir ve Fırat Nehri’ni oluşturur.Fırat Nehri’ni oluşturan akarsu Keban yakınlarında buluştuğu Murat Nehri’ne kadar ki uzunluğu 460 kilometredir.
Ferdi İş Başında.
Ferdi’nin jant telleri yine sorun çıkarmaya başladı.Sorunlu ve sıkıntılı jant teli adamı güldürür mü? güldürür….işini biliyorsan, kendinden eminsen,kendi işini kendin halledebiliyorsan güldürür tabi. Biz yine de Erzurum’da işe kesin çözüm getireceğiz.
Erzurum’dayız.
Öğlene doğru Erzurum girişindeki Erzurum tabelasının önündeyiz.Erken vardık Erzurum’a bu çok iyi oldu.Erzurum’da görülecek,gezilecek,ziyaret edilecek çok yer var.Bu gün ziyaret edebildiğimiz kadar yeri ziyaret edecek geri kalanını yarın yapacağız.
Her zaman ki gibi girdiğimiz şehrin tabelası önünde fotoğrafımızı çekiliyoruz. Bu sefer selfi işini ben devraldım.Ben bu yaşıma kadar hiç Erzurum’ a hiç gelmemiştim bu ilk olacak.
Erzurum.
Erzurum’u önce bilmek, tanımak gerek ondan sonra gezmek gerek,o yüzden Erzurum’dan kısaca bahsetmek istedim.
Erzurum; Türkiye’nin bir ili ve en kalabalık yirmi dokuzuncu şehridir. Nüfus bakımından Doğu Anadolu Bölgesi’ nin en büyük üçüncü ilidir. Denizden yüksekliği yaklaşık 1900 m olan Erzurum, tarihin ilk dönemlerinden beri yerleşim yeridir. Bugünkü Erzurum şehri, içinden Karasu (Fırat) Nehri’nin geçtiği ovanın güneydoğusunda, Palandöken Dağları’ nın kuzey eteklerinde kurulmuştur.
Türklerin Erzurum’da temelli olarak yerleşmesi, 1071 Malazgirt Zaferi sonrasında gerçekleşmiştir.
Erzurum ilk kez, 1828-29 Osmanlı-Rus Savaşı’ nda Rusların eline düştü. Rusların bu ilk işgali uzun sürmedi; 14 Eylül 1829’da imzalanan Edirne Antlaşması’na göre Erzurum Kalesi tekrar Osmanlılara bırakıldı.
93 Harbi de denen 1877-1878’deki savaşlarda, Gazi Ahmet Muhtar Paşa’ nın Rusları doğuda birkaç defa bozguna uğratmasına rağmen, takviye alabilmeleri nedeniyle netice Rusların lehine gelişmiştir.Erzurum tekrar işgal edilmiştir.
I. Dünya Savaşı’ nda Erzurum.
Erzurum etrafındaki tabyaların yapımı ve silahlandırılması I. Dünya Savaşı’na kadar devam etmiş ve Erzurum, bu büyük savaşa mümkün mertebe hazırlanmıştı. Bununla birlikte, savaşın hemen başında yaşanan Sarıkamış mağlubiyetinden sonra, Ruslar için Erzurum yolu açılmış oldu. Şehir, 16 Şubat 1916’da üçüncü kez Rusların eline geçti.
Bolşevik İhtilali üzerine Ruslar, 17 Aralık 1917’de Osmanlı Devleti ile Brest-Litovsk Antlaşmasını imzalayarak, Doğu Anadolu’ yu boşaltmak zorunda kaldı. Ruslar çekildikten sonra, şehirde kalan Ermenilerin Müslümanlara yönelik katliamları imha derecesine ulaştı. Nihayet Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa kumandasındaki Türk askeri 12 Mart 1918’de Erzurum’a gelerek, şehri Ermenilerden kurtardı.
Milli Mücadele’de Erzurum;
Mustafa Kemal Paşa, 3. Ordu Müfettişi olarak Erzurum’a geldi,3 Temmuz 1919. Bölgedeki vatanseverleri bir araya getiren Erzurum Kongresi 23 Temmuz 1919’da açıldı ve başkanlığına Mustafa Kemal Paşa seçildi. Adeta bir millet meclisi gibi hareket eden kongre, aldığı kararları uygulaması için “Temsil Heyeti” oluşturdu ve bu icracı heyetin başına yine Mustafa Kemal Paşa getirildi. Böylece, ilk olarak Erzurum’da halkın seçtiği bir lider olarak ortaya çıkan Mustafa Kemal Paşa, yine bu dönemde açılan Son Osmanlı Mebusan Meclisi’ne Erzurum milletvekili olarak seçildi.
Erzurum’da kurulan Temsil Heyeti, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nin 23 Nisan 1920’deki açılışına kadar, Milli Mücadele hareketini idare etmiş ve ardından görevini TBMM’ye ve onun hükümetine bırakmıştır. Böylece Erzurum, vatanın düşman işgal ve tehdidinden kurtuluşu ve Türkiye Cumhuriyeti’ nin kuruluşundaki şerefli vazifesini layıkıyla yerine getirmiştir.Kaynak:Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü.
Kron Bisiklet Center.
Ferdi’nin jant teli problemini halletmek gerek idi,ilk defa geldiğimiz Erzurum’da kime yaptıracağız. İnternetten bir kaç yer bulduk, birincisinin ustası yokmuş,ilgilenmedi.İkincisi Kron Bisiklet idi,daha dükkanı ve sahiplerini görür görmez bu iş tamam dedik.
Şeref ağabey ve oğulları çok ilgi gösterdi,hemen yardımcı oldular.Ticari ilişkiden çok aramızda dostluk bağı oluştu.Biz yan tarafta yemeğimizi yerken Şeref ağabey sağ olsun Ferdi’nin jant teli sorununu halletti.Şimdi sıkıntısız yol alabiliriz.Bu arada Tokat’ta ekranı kırılan ve Ferdi’nin yedek makinesı ile idare ettiğim fotoğraf makinemı da Erzurum’a varmışken yaptırdık. Gezilecek ve ziyaret edilecek yer çok olunca fazla oyalanmadan Şeref Ağabey ve oğullarının yanlarından ayrıldık.Sağ ol Şeref ağabey.
(Gezeceğimiz yerleri daha önce nagivasyona yüklediğimizden kimseye sormadan hepsini bulacağız, bu iş zaten Ferdi’nin görevi,nagivasyon işinden çok iyi anlıyor)
Erzurum Kongre Binası.
İl içerisinde yönlendirici levhalar olması,Ferdi’ nin kılavuzluğunda çabuk bulduk Kongre merkezini.İçeri ziyaret etmeden önce heyecanımızın dinmesi için bahçede bir süre soluklanıyoruz.Soluklanırken de Ata Yolu-Kurtuluş Yolu projesinin Erzurum Kongre Binası ziyareti anısına fotoğraf çekimi yapıyoruz.
Ön yazımda Kongre Binası’ nın tanıtımını yapacak sonra içerisini gezeceğiz.
Erzurum Kongre Binası.
Kongre Binası; Bina 1864 de okul binası olarak yapılan ve zaman içinde idari bina olarak kullanılan Kongre binasıdır. 23 Temmuz 5 Ağustos tarihlerinde Erzurum Kongresinin yapıldığı mekan olarak bilinir. Erzurum Kongresinin toplandığı ilk bina 1864’de Mıgırdiç Sanasaryan tarafından yaptırılmış ve Sanasaryan Koleji (Ermeni Kız Yatılı Okulu) olarak eğitim vermiş Cumhuriyet öncesinde bina satın alınarak devlete kazandırılmıştır. Bina 1924 sonlarında esaslı bir yangın geçirmiş ve ahşap kısım tamamen yanmıştır. Yangından sonra onarılan bina, Gazi İlkokulu olarak 1926’da hizmete açılmış, zaman içerisinde Yapı Sanat, Güzel Sanatlar Lisesi, Sosyal Bilimler Lisesi olarak varlığını devam ettirmiştir. Okulun bir salonu 1960’da Atatürk ve Erzurum Kongresi Müzesi olarak ziyarete açılmış, 2011-2013 yılları arasında TBMM tarafından yapılan restorasyon sonrasında Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilmiştir. Günümüzde Kongre Müzesi ve Resim Heykel ve Galerisi Müdürlüğü olarak hizmet vermektedir.
Erzurum Kongresi’ne Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Erzurum, Sivas, Bitlis, Van, Trabzon, Muş ( Bugünkü Erzurum, Trabzon, Erzincan, Sivas, Giresun, Rize, Ağrı, Bingöl, Bayburt, Artvin, Tunceli, Gümüşhane, Ordu, Tokat, Amasya, Bitlis, Siirt ve Van) illerinden Temsil Heyeti dahil 63 üye katılmıştır. Kaynak:Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü.
Alt katta Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili çok sayıda fotoğraf sergilenmekte.Bunlardan bir kısmı Erzurum’a gelişi ile ilgili.Hepsini tek tek inceledik,fotoğrafladık ve Kongre Binasının üst katına çıktık.
Erzurum Kongresinin olduğu salon ve Mustafa Kemal Atatürk’ün oturduğu masa.
Kongre merkezinde tüm yerleri gezdik,hafızamıza kazıdık,fotoğrafladık,bir kısmını da burada paylaşıyorum.
100 ncü yıl dolayısıyla Samsun’dan başlayıp Mustafa Kemal Atatürk’ün geçtiği tüm yerlerde resim sergisi açan 19 Mayıs Üniversitesi Resim Bölümü öğretim görevlileri ve öğrencilerinin Mustafa Kemal Atatürk ve Milli Mücadele ile ilgili resimlerin sergilendiği salonu da gezdik.
NOT:Serginin açılışı 2 saat sonra Valilik makamı tarafından olacakmış,ilgililere teşekkür ederiz,protokolden önce bizim gezmemize müsaade ettiler.
Erzurum Kongre Merkezinden Ayrılış.
Kongre Merkezinde uzun bir zaman dilimi geçirdik.Görmek istediğimiz her şeyi gördük,hafızamıza kazıdık,hüzünlendik,bir o kadar da onur duyduk.
Şimdi bir başka yere Atatürk Müze Evi’ne gitme zamanı.
Atatürk Evi Müzesi.
Atatürk Evi Müzesi: Müze 12 Mart 1918 tarihinde Erzurum’un kurtuluşundan sonra Erzurum Valiliği’ne ikametgah olarak verilmiştir. Vali Mahir Akkaya 3 Temmuz 1919 tarihine kadar burada oturmuş, onun Erzurum’dan ayrılması ile konak boşalmıştır.
Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkmasından sonra kongre için gelmiş olduğu Erzurum’daki bu konağa 9 Temmuz 1919 tarihinde Hüseyin Rauf Bey ve arkadaşları ile yerleşmeleri, 29 Ağustos 1919 tarihine kadar 52 gün Erzurum Kongresi çalışmalarını sürdürmeleri ile konak, tarihsel bir önem kazanmıştır. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Erzurum’dan ayrılmaları üzerine ev yine vali konağı olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Bodrum kat üzerine zemin ve birinci kat ile çatı katından ibaret olan bina onarılarak 3.10.1984 tarihinde Atatürk Müze Evi olarak ziyarete açılmıştır. Kaynak:Kültür Portalı.
Günlerden pazartesi olunca müzeler ve gezi yerleri kapalı oluyor.Atatürk Evi Müzesi’ne geldiğimizde kapalıydı.Hemen karşısındaki işletme ile muhabbeti koyulaştırınca ağabey içeride iki kişi var, biraz evvel geldiler,işleri varmış dedi… işte şimdi oldu,hemen kapıyı çaldık, ilk önce ses gelmedi,sonra açıldı.Niyetimizi dile getirdik,baştan olmaz dediler ama sonra ikna oldular.10 dakika izin verdiler, bu bizim için içeri girmeye kafi idi.Girdik ve gezmeye başladık.
Atatürk Evi Müzesi.
10 dakika izin alabilmiştik içeride daha fazla kaldık,her halde 1 saate yakın.Gezdik,gördük,fotoğrafladık,materyalleri okuduk.Bizim için çok önemli ziyaret oldu.Gerçi bu gün gezemeyseydik, yarın gezerdik ama bu gün olması iyi oldu.Atatürk Evi Müzesi’ nden yüzümüz gülerek,içimiz rahat ayrıldık.Şimdi sıra kısa bir kültür turunda.
Yakutiye Medresesi.
Yakutiye Medresesi: İlhanlı hükümdarı Sultan Olcayto döneminde Gazan Han ve Bolugan Hatun adına, Hoca Yakut Gazani tarafından 1310 yılında yaptırılmıştır. Anadolu’daki kapalı avlulu medreselerin en büyüğü olan Yakutiye Medresesi plan düzeni, dengeli mimarisi ve iri motifli süslemeleri ile Erzurum’un en gösterişli yapılarından biridir.
Kaynak Kültür Portalı.
Erzurum Kalesi.
Erzurum Kalesi: Kalenin geçmişi yaklaşık 2 bin 500 yıl öncesine, bölgeye hakim olan hâkim olan Urartular’a kadar uzanmaktadır. Bugün varlığını koruyan iç kalenin ilk halini ise 415 yılında Bizans İmparatoru Theodosius inşa ettirmiştir.Çeşitli dönemlerde onarım geçiren kale, son olarak 16’ncı yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman ve 19′ ncu yüzyılda II. Mahmut tarafından iki defa onarılmıştır. Kaynak:Kültür Portalı.
Çifte Minareli Medrese.
Çifte Minareli Medrese: Erzurum’un sembolü haline gelen bir Selçuklu eseridir. Genelde 13’üncü yüzyılın sonlarında yaptırıldığı kabul edilmektedir. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı Hanedanları’ ndan Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olabileceği düşüncesi ile adına Hatuniye Medresesi de denilmektedir.Osmanlı padişahlarından 4. Murad’ın emri ile bir süre “Tophane” olarak, daha sonra da “Kışla” olarak kullanılan medrese, 1942-1967 yılları arasında Erzurum Müzesi, günümüzde ise hem müze hem de resim sergi salonu olarak hizmet vermektedir.
Kümbet.
Kümbet: Anadolu Selçukluları zamanında yapılan kendine özgü yapısı olan anıt mezarlardır. Genellikle büyük devlet ve din adamları için yapılmıştır.
Yakutiye Medresesi,Erzurum Kalesi,Çifte Minareli Medrese ve kale önündeki Kümbet ziyareti ile Erzurum Kültür turunu da bu günlük tamamlamış olduk.
Akşam olmak üzere kamp yapmayı düşündüğüm, hayal ettiğim,planladığım yere gitme zamanı yaklaştı.Fikrimi Ferdi’ye de söyledim,çok iyi olur ağabey dedi.Önce alışveriş işini halletmek gerek dedik,dediğimizi yaptık ve Nene Hatun Tarihi Milli Parkına doğru hareket ettik.
Nene Hatun Tarihi Milli Parkı.
Nene Hatun Tarihi Milli Parkı Erzurum Tabyalarını barındıran alanı kapsamaktadır. Tarihi Nene Hatun Tarihi Milli Parkında Aziziye Tabyaları, Mecidiye Tabyası, Aziziye Anıtı, Nene Hatun’un kabri bulunmaktadır.
Yazımın başında da yazmıştım,niyetim Erzurum’da kaldığım geceyi Tabyalarda geçirmek istiyordum,Ferdi’de tamam dedi.Parka girdik,girerken görevliye de söyledik, itiraz etti ama sonra tamam gibi bir şey söyledi.İnşallah aksilik olmaz ve amacımıza ulaşır,o manevi ruhu yaşarız.
Nene Hatun Heykeli.
Milli parka girip 300-400 metre tırmandıktan sonra ilk karşımıza çıkan Nene Hatun Heykeli oldu.Burada ki yön levhaları gezilecek yerleri gösteriyor.Biz önceliğimizi Mecidiye Tabyasına vereceğiz,ilk önce orayı ziyaret etmek istiyoruz.
Milli Parkı gezmeden,tabyaları görmeden önce Nene Hatun kimdir ,tabya nedir bahsetmek isterim.
Nene Hatun (1857-1955)
Erzurum’da doğdu, 98 yıl Erzurum’da yaşadıktan sonra yine Erzurum’da, zatürre hastalığından hayata veda etti. Ölümünden üç ay önce Türk Kadınlar Birliği tarafından yılın annesi seçilmişti.
Tarihimizde 93 Harbi olarak anılan 1877 – 1878 Osmanlı – Rus Savaşı sırasında, Erzurum’daki Aziziye Tabyası’ nın savunulmasında kahramanca çalıştı. Adını bu şekilde tarihe yazdırdı. Mücadeleye, küçük yaştaki oğlunu ve kızını evde bırakarak katılmıştı. O sıralarda 20 yaşlarında genç bir gelindi.O’ nun, vatan için gece başlayan mücadelesi, tüm düşman Erzurum’dan kovuluncaya kadar devam etti. Erzurum’un her karış toprağında cephane taşıyarak, yaralılara hemşirelik yaparak, yemek pişirerek, su dağıtarak, hizmetten hizmete koşarak destanlaştı.
Kaynak:www.kimkimdir.gen.tr
Tabya; Stratejik önem arz eden bir bölgenin, yerin, yolun veya şehrin güvenliğini ve savunmasını sağlamak üzere genellikle bölgenin hakim bir tepesine veya dağ yamacına yapılmış askeri tesislerdir.
Amacı; düşmanı, ileri savunma hattı oluşturarak engellemektir. Şehirlerin ileri karakolu vazifesindedir.
1. AZİZİYE TABYASI
Erzurum-Kars karayolunun geçtiği Hamamderesi’ ni kontrol altında tutmak için 1867-1872 yıllan arasında Sultan Abdülaziz tarafından Karskapı’ nın kuzeyinde bulunan Topdağı’ nın güney ucunda, 2068 metre yükseklikte konumlandırılmıştır.
1877 – 1878 Osmanlı – Rus Savaşı’ nda (93 Harbi) kahramanca çarpışmalara sahne olmuştur.
2. AZİZİYE TABYASI
1 Numaralı Aziziye Tabyası’ nın 200 m kadar kuzeyinde bulunmaktadır. Tabya, bugün yarımay şeklindeki bir toprak yığınıyla bu hilalin iki ucunda bulunan taş duvarlardan meydana gelmektedir.
3. AZİZİYE TABYASI
2 Nolu Aziziye Tabyasının 200 metre kuzeyinde Mecidiye tabyasının 300 metre güneyinde konumlandırılan tabya yakın zamana kadar Askeri birlikler tarafından kullanıldığı için tahrip olmadan günümüze kadar ulaşmıştır.
Mecidiye Tabyası.
Biz yönümüzü Mecidiye Tabyasına çevirdik,önce mecidiye tabyasını geziyoruz.Çok ilginç yapı bloğu çıkıyor karşımıza,bir çok gözlemde bulunduktan sonra 3 fotoğrafı buraya koyup,tabyanın hemen dışına çıkıp güneşin batışını Topdağı’ nda bulunan Mecidiye tabyasından seyredeceğiz.
Mecidiye Tabyası; Topdağı’ nın kuzey ucunda 2042 metre yükseklikte konumlandırılan tabya doğudaki Yanık dere ve kuzeydeki Gürcü boğazından gelebilecek saldırılara karşı durmak amacıyla yaptırılmıştır.Erzurum Tabyaları, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ nda Erzurum’u savunmak için yapılan ve silahlarla güçlendirilen askeri yapılardır. Mecidiye Tabyası geniş bir avluya bakan yay şeklinde bir plan üzerine kurulmuş yan yana koğuş odalarından meydana gelmektedir. Kuzey-güney istikametinde uzanan yayın orta kısmının uzunluğu 63,85 metre, yan kısımlar ise 20,20 metredir.Tabyanın batısında geniş bir avlu bulunmaktadır. Kaynak:Erzurum il Turizm ve Kültür Müdürlüğü.
Mecidiye Tabyası Ve Gün Batımı.
2042 metre rakıma sahip Topdağı’ nda Mecidiye tabyasında gün batımını seyrettik.Güneşin Kop Dağı üzerinden kayboluşunu,Erzurum Ovasına yansımalarını seyrettik.
İçimizde tatlı bir huzur var,bir görevi daha bitirmenin huzuru bu.Ata Yolu-Kurtuluş Yolu projemizde Erzurum’da Atamızın izinde, şehitlerimizin ruhlarını şad ederek yolumuzda emin adımlarla yürüyoruz.
Hayalim ve umudum tabyalarda kamp yapmaktı.Şimdi onu gerçekleştirme anı geldi.İlk tespit ettiğimiz yer,Nene Hatun Heykelinin arka tarafındaki tepeydi ve güneşi batırdıktan sonra oraya geçtik.Hazırlığımızı yaptık,çadırları tam kurmaya başlamıştık ki,kapıdaki görevli ile bir başka görevli projektörlü araba ile geldi kamp yapamayacağımızı çıkmamazı istediler,valilik kararıymış.Yapacak bir şey yok,toparlandık ama bir şart koştuk,amacımızı anlattık,hiç olmazsa aşağıda girişe yakın tesisin olduğu bölge de müsaade edin dedik ve izni koparttık.
Yani yine amacımıza ulaşmış olduk Nene Hatun Tarihi Milli Parkın yani tabyalarda kamp yaptık.
Gece geçte olsa yemeğimizi yaptık,görevlinin getirdiği bir demlik çayı içtik.Artık soğuk iliklerimize işlemeye başladığında da çadırlarımızın yolunu tuttuk.
Erzurum bu projemizde doğuya uzanan son noktamızda artık yarından itibaren yönümüz batı olacak ve Aşkale tarafına yol alacağız.
Ata Yolu-Kurtuluş yolu devam ediyor,Atamızın huzuruna varıncaya kadar…..
[advanced_iframe src=”https://tr.wikiloc.com/wikiloc/spatialArtifacts.do?event=view&id=38007530&measures=on&title=on&near=off&images=on&maptype=H” width=”100%” height=”650″]