Beyköy Sabahı.
Dün yorulmuşuz demek ki,deliksiz uyku uyumuşuz.
Ferdi’ yi bilmiyorum ama ben bir defa gece kalktım,sonra bir daha gözlerimi açtığımda sabah olmuştu.
Hava güzel, temiz ve ortalık sessiz olunca kaliteli uyku oluyor.
Beyköy’ de kızlar genceri yapılan yerdeyiz,şimdi hemen üst tarafımızda bulunan asırlık çınar ağacının altına geçeceğiz.
600 Yıllık Asırlık Çınar Ve Kızlar Genceri.
Bu asırlık çınar ağacının hikayesini anlatarak güne başlamak istiyorum.
Kızlar Genceri: İzmir’in Beydağ İlçesi’ne bağlı Beyköy’ ünde bulunan 600 yıllık çınar ağacı, köy halkının yanı sıra çevre köylerdeki bekar erkek ve kızları da bir araya getiriyor, mutlu birliktelikler başlatıyor. Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı’ nın üçüncü günleri, Beyköy’ de farklı kutlanıyor. “Beyköy Bayramı Kızlar Genceri” adlı kutlamada Beyköy ve çevre köylerde yaşayan erkekler ile kızlar tanışmak için 600 yıllık çınar ağacının yolunu tutuyor. Birbirlerini beğenen çiftler ilişkilerine başlamak için konuşmaya başlıyor ve Çınar Ağacı’ nın altından birlikte ayrılıyor. ;
Seviyeli yakınlaşma: Nişanlı çiftlerin de büyük rağbet gösterdiği çınar altının meşhur salıncağı, damat adaylarını terletiyor. Yeni nişanlı kızın bindiği salıncak; hızlı bir biçimde, yükseğe çıkacak şekilde sallanıyor. Gelin adayı korkup, ayaklarını salladığında, nişanlısı salıncağı sallayanlara lokum, helva ısmarlayarak ve para vererek, yavaşlamasını sağlıyor. Kızlar Genceri’ nde gençler arasında seviyeli yakınlaşmalara, şakalara göz yumuluyor. Artık bir gelenek haline gelen Beyköy Bayramı Kızlar Genceri, ziyaretçilerin de büyük ilgisini çekiyor.
Kahvaltı Zamanı.
Kahvaltının da bir anlamı olsun,her yerde kahvaltı yapılmamalı.
600 yıllık asırlık çınarın gölgesinde sabah kahvaltımızı yaptık.Karnımız tok,keyfimiz yerinde.Şimdi toparlanma ve kahveyi bir başka güzellikte içme zamanı.
Kahvenin de Yer Ve Zamanı Olmalı.
İşin keyfini çıkarmadan Beyköy’ den hareket etmek yok.Kamp yaptığımız yerin hemen altında çay bahçesi var,sağında ve solunda kahvehane var ama açmamışlar.Zaten sorunda değil,pekte dışarıdan kahve içecek durumda değiliz.Beydağ Baraj Göleti manzarasını seyrede seyrede sabah kahvemizi içtik.Keyfimiz daha da yerine geldi.
Eh artık yola çıkabiliriz.
Beydağ Kalesi.
Yıllardır gelirim buraya ve hüzünle bakardım kaleye,nihayet restorasyon çalışmaları başlamış.O atıl ve mezbelelik durumdan kurtulup,anlamlı günlerine kavuşacak.Kale içinde yapılan kazılarda Roma ve Bizans dönemine ait kalıntılar gün yüzüne çıkmaktadır.
Küçük Menderes Ovasında Yolculuk.
Dağlar ve yaylalar benim favorim ama bazen ovalarda da yol almak gerek.Bu gün Küçük Menderes Nehri’nin bereketlendirdiği topraklarda yol alacağız.Ovaların fazla görselliği olmasa bile bazen farklı şeylerle karşı karşıya kalınıyor.O anlardan birileri de bu karelerde yer alıyor.
Gökçen Efe.
Öğlene yakın Gökçen Beldesine vardık.Köyün hemen girişinde Beydağ-Tire yolu üzerinde Gökçen Efe heykeli bizi karşıladı.
Gökçen adı nereden gelir,Gökçen Efe kimdir.Elbet bir anı yada yaşanmışlık vardır.
Gökçen Efe: Asıl adı Hüseyin’ dir. 1891 yılında Ödemiş’de doğdu. Kurtuluş Savaşı’ a katkılarıyla tanınan efe. Ünlü efelerden Çakırcalı Mehmed Efe’nin akrabası ve sağ koluydu. Tire’de Gümce Dağı’ nda birkaç yıl eşkiyalık yaptıktan sonra Mahmud Celal Bey’in (Bayar) aracılığıyla 1914′ te bağışlandı. İzmir ve yöresinin Yunanlılarca işgali üzerine gönüllü olarak Kurtuluş savaşı’na katıldı. 57. Tümen Komutanı Miralay Şefik (Aker) Bey’in gözetiminde oluşturulan Kuvay-yı Milliye örgütlenmesi içinde yer aldı. Haziran 1919′ da, Yunan ileri harekatını durduran Köşk Cephesi’ nde savaştı. Fata ve Kemerdere’ de baskınlar düzenledi ve Yunanlılara ağır kayıplar verdirdi. Ekim 1919’da Fata yöresinde Yunan toplu saldırısının geciktirilmesini sağladı. 13 Kasım 1919’da Fata yöresinde Yunan birlikleriyle şiddetli bir çatışmaya girdi. Üç gün süren çatışmalardan sonra, siperine girmeyi başaran bir Yunan askerince 16 Kasım 1919’da süngülenerek öldürüldü. Ankara hükümeti daha sonra, savunurken öldüğü Fata bucağına onun anısına Gökçen adını verdi. Kurtuluş Savaşı’ nın adı ilk duyulan direnişçilerinden olan Gökçen Efe, Halide Edip Adıvar’ ın “Efe’nin Yemini” adlı öyküsünün de kahramanıdır. Ödemiş yöresinde adına Türküler yakılmıştır.
Tire’de Keyifler Yerinde, Veda Zamanı.
Öğlen vakti Tire’ye girmeye başladık.
Vakit geldiği için öğle yemeği yemek gerek.Tire girişinde bulunan sanayinin yanından geçerken ağaçlar arasında güzel bir ev yemekleri yeri gördük.Sanayi ve ev yemekleri…… kesin lezzetli ve uygun fiyatlıdır dedik ve girdik oraya.
Hepsi için tam isabet,güzelce karnımızı doyurduk.Üzerine de çaylarımızı içtik.Ferdi Kızıl ile 16 Nisan 2019’da Muğla’dan başladık tura,bu gün 25 Nisan 2019 ve Tire’deyiz.Burası yol ayrımı Ferdi ile burada ayrılıyoruz, o Kuşadası’na ağabey’inin yanına gidecek ben ise Torbalı’ya kadar pedallayıp sonra İzban ile eve kavuşacağım.
Güzel bir 10 günü beraber gezerek noktaladık.Yine beraber turlamak için sözleşerek, veda ederek ayrıldık.
Yolun açık olsun kardeşim.
Bu turu planlarken küçük egomu tatmin etmek için gideceğim demiştim.Niye küçük? çünkü büyük egomu geçen yıl Doğu Karadeniz Turumda tatmin etmiştim.
Ferdi Kızıl kardeşimde benim bu tura hazırlandığımı öğrenince beraber gidelim deyince gerçekten çok sevindim.Kendisi ile yol almak,gezmek,kamp yapmak, her şeyden önemlisi ağabey,kardeş olmak,arkadaş olmak çok güzel bir duygu.
10 günün sonunda;
Sandras Dağında şartları zorlamanın,tırmanmanın…
Gireniz Vadisine girmenin,keşfetmenin..
Bozdağ’da maceralı bir yolculuk yapmanın….
Barza Ovası’ nın keyfini sürmenin…
Arapapıştı Kanyonu’ nu yukarıdan seyredip,bağrında kamp atmanın ayrıcalığını yaşadık.
Cesaretimizi sınadık,şartları ve sınırları zorladık,tipiye yakalandık, fırtınaya meydan okuduk ama bunları yaparken birbirimizden kopuk hiç bir şey yapmadık.
İyi bir ikili olarak yol alıp, işin zevkini ve tadını çıkardık.
Vessalem iyi bir tur oldu,darısı başka turlara ve projelere.
[advanced_iframe src=”https://tr.wikiloc.com/wikiloc/spatialArtifacts.do?event=view&id=35665244&measures=on&title=on&near=off&images=on&maptype=H” width=”100%” height=”650″]