NOT: Bu yazının büyük bölümü daha önce Şafak Omaç tarafından safakomac.com adresinde yayınlanmıştır.
Ferdi Kızıl ile altı gündür yollardayız, zorlu ama bir o kadar da zevkli yerlerde yol almaktayız. Gece Bozdağ’ dan maceralı bir şekilde geç vakit Nikfer’ e iniş yaptık. Hemen futbol sahasındaki basın türbinini gözümüze kestirip çadırlarımızı kurduk. Buz tutmuş barbunyalarımız ile karnımızı doyurduktan sonra hemen uykuya geçtik.
Saat 02:30 gibi ben gürültü ile uyandım, yakınımız sayılacak yerde gençler içki içip yüksek ses ile bağırıyor, ara sıra da ise araba ile tehlikeli hareketlerde bulunuyorlardı. Ses açıkçası gece vakti rahatsız edici boyuttaydı. Bir süre giderler diye bekledim,olmayınca Jandarma’ yı aradım dakika tuttum, 4 dakika içinde geldiler. Ortalık sakinleşti,gençler gitti. Ben tekrar ikinci derin uykuya dalarken, Ferdi kardeşim Şafak ağabey işi nasıl olsa halleder deyip, uykusunu bozmamış,tabii sabah söylüyor bana,işi biliyor.
Ama öyle bir uyku uyumuşuz ki!!! gerçekten dipçik gibi derler ya, aynen öyle, sabah o şekilde kalktık.
Dün Bozdağ tırmanışı ve inişindeki o zorlu olaylar sabah kahvaltısında bize muhabbet olarak geri döndü.Kahvaltı da dünün kritiğini yapıp, bu gün ne yapalım kısmını konuştuk.
Nikfer;Barza Ovasında Denizli ilinin Tavas ilçesine bağlı bir mahalledir. Geçmişte Konak ve Büyükkonak olarak da adlandırılmıştır.Geceyi Nikfer’ de geçirdik, bu gün Barza Ovasında gezip,güzel yerlere akacağız.
Kamp Yerinden Ayrılış.
Kahvaltımızı basın türbininde güneşin ilk ışıklarında ısınarak yaptık,çadırlarımızı toparladık.Eşyalarımızı da bisiklete yerleştirdikten sonra geceyi geçirdiğimiz Nikfer futbol sahasına veda etme zamanı.
Nikfer.
Gece Bozdağ’ dan iner inmez Nikfer’ i görmeden futbol sahasında kamp yapmıştık,gerçi görecek halimizde yoktu.Sabah bölgeden ayrılmadan önce Nikfer’ e geçip sabah kahvemizi burada yudumladık. Nikfer’ in merkezinde bulunan Atatürk heykelini de fotoğraflayıp Nikfer’ den öyle bahsedeyim.
Nikfer: Denizli ilinin Tavas ilçesine bağlı bir beldedir.Geçmişte Konak ve Büyükkonak olarak adlandırılmıştır.Rivayete göre Nikfer’ e gelen ilk Türklerin kökeni Türkmenistan’daki yörüklere dayanmaktadır.Daha önce belediyelik olan Nikfer 2014 yılında yürürlüğe giren kanun ile Tavas’ın bir mahallesi (Köyü) konumunu almıştır.
Barza Ovası’ ndayız….
Nikfer’ de kahvelerimizi içtik,keyfimizde iyice yerine geldi ve attık kendimizi
Barza Ovası’ nın derinliklerine.Günün büyük bir bölümünde
Barza Ovası’ nda yol alacağız.
Barza Ovası.
Eşsiz güzellikte,1000 rakım civarında,Bozdağ’ ın hemen eteklerinde yol alırken Barza Ovası nedir,ne değildir biraz bahsetmek isterim.
Barza Ovası: Denizli Tavas ilçesinin güneyinde bir ova ve bu ova etrafındaki köylerin ortak adıdır. Nikfer,Bahçe,Yorga,Balkıca,Horasanlı,Çağırgan gibi köy ve kasabaların yerleşim alanıdır.Denizli il sınırlarındaki Bozdağ’ ın eteklerinde 1000 rakım civarında bir yükseltiye sahip ovadır.
Derinkuyu.
Nikfer’ den ayrıldıktan sonra Barza Ovası köylerinden Bahçeköy,Yorga ve Balkıca köylerini geçtik.Bu üç köyünde nüfus yoğunlukları fazla ve köylülerin çoğu fide yetiştirme ve sulama telaşındaydı.Nikfer-Derinkuyu arası 18 kilometre, günün ilk molasını Derinkuyu’da verdik.Bu sefer çay yerine meyve suyu ve gofret molamızın takviyesi idi.
Mola sonrası yönümüzü Barza ovasının büyük köylerinden birine Çağırgan tarafına
çevirip yol almaya devam ettik.
Yukarıboğaz.
Çağırgan köyü içerisinden geçtik,burası Barza Ovası’ nın büyük köylerinden biri.Daha sonra Yukarıboğaz köyüne geldik,köyü tam geçmiştik ki, bu güzel yeri gördük.
Yeşillikler ve su….. ikisi de insana huzur veriyor.
Hiç tereddüt etmedik saate bile bakmadık ama biyolojik saatimiz öğlen olduğunu gösteriyordu.Hemen orada duran masayı rüzgar almayan yere çekerek öğle yemeği hazırlıklarına giriştik.Baharın müjdeleyicisi havanın,doğanın bize sunduğu güzellikler içinde yemeğimizi yedik.Üstüne bir de keyif kahvemizi içtik.
Eh artık yola rahat rahat çıkabiliriz.
Ağılca Geçidi.
Yemekten sonra küçük bir çıkışla Ağılca Geçidi’ne ulaştık. Ağılca Geçidi Barza Ovasında bulunan tek geçit.Burası bu gün çıkacağımız en yüksek rakım!!! zaten bu gün fazla bir tırmanışımız yok,genelde 1000 rakım civarında yol alacağız.
Başalan Mevkii.
Ağılca Geçidi’ ni de geçtikten sonra ağır ağır inişe geçtik. Ulukent civarlarında 900 rakım civarlarındaydık,bundan sonra bu rakımlarda yol alırken artık Barza Ovası’na da veda etmiş olacak,Tavas Ovası’ nın güneyinde bir süre yol alıp Kale’ye giriş yapacağız.
Yoldan Manzaralar!!!!!
Ulukent’ in içine girmeden Ferdi’ nin bulduğu bir yoldan kestirmeden geçiş yaptık.9 kilometrelik Ulukent-Hırka köy yolunun tadını çıkarmaya çalıştık.Biliyoruz ki Hırka ile beraber Denizli-Muğla ana yoluna çıkıp kısa da olsa orada yol alacağız.
Sonra mı? tabii ki,ana yoldan uzaklaşacağız.
Kale’ye Geldik.
Kale bizim ikmal noktamız,bu gün daha ilerilere Gülbağlık’ a (Kurbağalık) gidip kamp yapacağız.Kale’den az biraz bahsedeyim ve ikmalden sonra yola çıkalım.
Kale: Denizli ilinin bir ilçesidir. Antik yerleşim yeri olan Tabea şehrinin üzerine kurulmuş fakat bu şehir de daha sonra 1950′ li yılların başında yaşayan halkı tarafından terk edilerek şehrin birkaç kilometre kuzeyine taşınmıştır. Tabea antik kenti tarihi Afrodisias kentiyle komşu bir şehirdir.
Kale’ den Çıkış…
İkmalimizi yaptık,şimdi yola çıkmanın zamanı çünkü ikindi oldu ve önümüzde 20 kilometrelik bir Gülbağlık yolu var.Bu rotaya ilk defa gireceğiz bakalım bizi ne sürprizler bekliyor.
Kale-Gülbağlık Yolu.
Düz sayılabilecek bir Kale-Gülbağlık (Kurbağalık) yolunda yol alırken çevrenin tadını da çıkarmayı ihmal etmedik. Burası çam ormanı içinde muhteşem bir doğaya sahip.Bu güzellikler içinde 10 kilometre kadar yol aldık.Sonra mı?
İniş Ve Sonrası.
1000 rakımda,10 kilometre orman içinde tatlı tatlı gidiş yerini yine orman içinde muazzam güzellikte bir inişe bıraktı.Çok sert olan inişi dere içine 550 rakıma kadar 5 kilometre olarak indik.İniş gerçekten de güzeldi…… ama bunun bir de çıkışı var.İşte orası akşam akşam sıkıntılı!!!!Önümüzde 6 kilometrelik sert bir çıkış var,ne yapalım diye sağa sola baktık ama kamp yapacak yer yok,yukarı tırmanmaya başladık, tırmanırken de kalacak yer bakıyoruz ama nafile,yok…..
Bazen İşi Tadında Bırakacaksın!!!!
Zaten bizde öyle yaptık.
Günün sonunda sert bir 6 kilometrelik tırmanış,hiç iyi olmadı.İttire,kaktıra tırmanmaya başladık.Sanırım yolun ortalarında yanımızda bir pikap durdu.Nereye gidiyorsunuz diye sorunca Gülbağlık deyince, bende oraya cevabını verdi.Bu,şu anlama geliyor:” Haydi kasaya”.Eşi ve çocuğu ile tarladan geliyormuş,attı bizi kasaya,sağ olsun Gülbağlık (Kurbağalık) mesire yerine kadar bizi getirdi.Mesire yeri zaten köyün içinde,su,kapalı alan,tuvalet,ağaçlık,oturacak yer hepsi var.
Pikap sahibinin adı Muttalip,kendisine teşekkür ettik ve hemen kalacağımız yeri ayarladık.
Suyu buldun mu kaçırmayacaksın,soğuğa ve rüzgara aldırış etmeden şahsi temizlik işine giriştik.Sonra da yemek faaliyetine….Sonrasında da tabii ki uykuya.
Bu gün ağırlıklı olarak Barza Ovası’nı dolaştık,yeni keşiflerde bulunduk,keyfini sürdük.
Yarın bir başka muazzam yerde olacağız.
[advanced_iframe src=”https://tr.wikiloc.com/wikiloc/spatialArtifacts.do?event=view&id=35576357&measures=on&title=on&near=off&images=on&maptype=H” width=”100%” height=”650″]