NOT: Bu yazının büyük bölümü daha önce Şafak Omaç tarafından safakomac.com adresinde yayınlanmıştır.
Kamp Alanından Ayrılış
Geceyi orman içinde geçirdik,güzelmiydi,güzeldi….. iyi bir uyku uyuduk,sabah ikimizde dinç olarak uyandık.Bulunduğumuz yer kuytu idi,çadırlarımızı güneşin ve rüzgarın olduğu bölgede neminin kurumasına bırakarak, kahvaltı işine giriştik.
Oda tamam olunca toparlanıp gitmeye hazır hale geldik. Ayrılmadan önce hatıra fotoğrafı almayı da ihmal etmedik.
Kanlıçay
Bu gün Kirazlıyayla’ ya kadar Kanlıçay ile Güneye yolculuk yapacağız, sonra yönümüzü Kuzeye dönüp Çameli tarafına dümen kıracağız.
Kirazlıyayla’ ya kadar sorun yok gibi görünüyor çünkü rüzgar arkadan esecek ama Kirazlıyayla-Çameli arası tam tersi çıkış ve rüzgara karşı… bakalım nasıl bir gün geçireceğiz.Aslında bu günümüz hep çıkış ağırlıklı.
Kahve Zamanı.
Suçatı-Sarıkavak arasında gürül gürül akan bir çeşme ve oturacak yer görünce hiç tereddüt etmeden hemen durup sabah kahvemizi yaptık.Her yerde kahve yapmam abi…. ilkem her daim geçerli,kahveyi yapacak ortam da keyfimde tam olmalı, Ferdi’ de bana ayak uydurunca keyifler yerinde oluyor.
Levhalar Her Şeyin Özeti.
Kamp yerinden ayrıldıktan sonra Sarıkavak Köy girişindeyiz.İstikametimiz Kirazlıyayla tarafı olacak,bu arada Çameli 23 kilometre yazısı aldatmasın!!! kestirmeden gidilirse 23 km,biz Kirazlıyayla üzeri gideceğimizden yol biraz uzayacak. Çünkü Şafak Kirazlıyayla’ yı merak ediyor.
Kanlıçay.
Sarıkavak’ı geçer geçmez Kanlıçay üzerinde bulunan uzun bir köprü üzerinden geçerken Kanlıçay’ı bir defa daha fotoğrafladık.Dün tanıştığımız Kanlıçay ile yolculuğumuz devam ediyor.
Sarıkavak.
Sarıkavak köyünden yukarı doğru tırmanmaya devam ediyoruz.Köy aşağılarda vadi içinde kaldı.O anlardan birinde Ferdi deklanjöre basıp Sarıkavak köyünü albüme koyuyor.
Sarıkavak-Kirazlıyayla yolundan bir kaç görüntü……
Kirazlıyayla.
Kamp yerinden ayrılalı 20 kilometre olmuştu ki, saat 12:00 gibi Kanlıçay’ ın içinden geçtiği Kirazlıyayla’ ya ulaştık. Kirazlıyayla ikmal noktası konumunda olduğundan küçük bir araştırma yaptık ve kendimize ziyafet çekmeye karar verdik.
Bu gün alabalık yiyeceğiz.İyi bir aile yerine geçtik,cumartesi olmasına rağmen tek müşterisi biziz.Balığın tanesi 10 TL olunca kendimize 2’şer tane söyledik, salata ve kendilerinin yaptığı ekmek ile karnımızı tıka basa doyurduk.Yani 40 TL hesap vererek büyük bir ziyafet çektik.
Kaynak suyu ise bedava…..iç içebildiğin kadar.
Kirazlıyayla Ve Kanlıçay’dan ayrılış.
Öğlen yemeğimizi yeyip, çayımızı da içtikten sonra tekrar yola çıktık.
Kirazlıyayla ve Kanlıçay’ a veda zamanı.
Şimdi yönümüzü kuzeye rüzgara karşı çevirdik ve karşımızda uzun bir rampa var.Zor olacak ama ne yapacaksın,mecburuz tırmanmaya.
Başka Söze Gerek Var mı?.
8 kilometre tırmanış,rüzgar kelimesi hafif kalır, fırtınaya karşı gidiyoruz.
Bisikleti sürmek ne kelime, elle bile zor tırmandık.Bazen nerede ne yapacağını bileceksin,kendini zorlamanın anlamı yok,bu yokuşta ve fırtına da bisiklet üstünde gitmek,bir yerini sakatlamak anlamına gelir.
Ama umudumuzu hiç yitirmedik ve yola devam ettik.Bu tırmanışın sonunda Çameli var,hiç olmazsa onu biliyor ve Çameli bizim ikmal noktamız,belki de kalacağımız yer… bunu zaman ve ortam gösterecek.
Çameli,Soğuk Ve Fırtına.
Şiddetli fırtına ve soğuk ile beraber saat 17:00 gibi Çameli’ne vardık.İlk işimiz yiyecek stokumuzu tamamlamak oldu.Malzemelerimiz tam olunca havanın ve durumun kritiğini yaptık, önümüzde iyi bir tırmanış ve 1557 rakıma sahip Kırkbudak geçidi var. Şayet geçidi geçebilirsek Cumaalanı yada Çamlıbel’ de kamp yapma fikrini oluşturduk.Ve yola devam kararı aldık ama hazır buraya gelmişken Çameli’nden biraz bahsedeyim.
Çameli Denizli ilinin en güneyinde 1350 rakımda ilçesidir. İl merkezine uzaklığı 112 km´dir. Köyleriyle beraber toplam ilçe nüfusu 19.999 dur. Alabalığı, elması, fasulyesi, patatesi, fındığı ve en önemlisi cevizi meşhurdur. Akdeniz iklimi etkilidir.Serin yeşil ovalarıyla ve gölleriyle insanı büyüler.
Buraya Kadar.
Çameli’nden ayrılıp ana yola çıktık, hafif tırmanış, fırtına ve soğuk ile bizi oyalamaya başladı ama ödün vermeden Kırkbudak Geçidine doğru yol almaya devam ettik. Ta ki Belevi Köyünü geçinceye kadar!!!! Tam asıl rampa başlıyor dediğimiz anda şiddetli fırtına ile beraber kar taneleri yüzümüze ok gibi saplanmaya başladı.İlk şoku atlatınca etrafımıza bakınmaya başladığımızda hemen solumuzda Mescit’ i gördük.Hiç tereddüt etmeden hemen ona ulaştık.
Ferdi hızlıca kapıyı yokladı,açık olduğunu görünce bir ohhh çektik.
Eşyaları içeri taşıyıp mescit içine yerleşmeye başladığımızda kar fırtınası şiddetini iyice arttırdı.
Burayı bulmak ile iyi yaptık,eşyaları mescit içinde ayarlayıp,yatacağımız alanları da ayarladıktan sonra yemek işine giriştik.
Ocakların çalışması ve yemek pişirmek içerisinin ısısını bir nebze olsun kırdı,bu moralimizin daha da yükselmesini sağladı.Karnımızda doyunca keyfimiz daha da yerine geldi.
Dışarı da acı soğuk,fırtına ve kar biz ise sıcak mescit ortamındayız.
Biraz durum kritiği derken erkenden herkes uyku tulumun içine kendini atıverdi.Gece bir iki defa dışarı çıkmak zorunda kaldım işte o zaman mescitin kıymetini daha iyi anladım.
Dün ve bu gün böyle geçti, yarın ise sınırlar zorlanacak,cesaret sınanacak,bakalım nasıl bir gün olacak.
[advanced_iframe src=”https://tr.wikiloc.com/wikiloc/spatialArtifacts.do?event=view&id=35474834&measures=on&title=on&near=off&images=on&maptype=H” width=”100%” height=”650″]