2018 yılının sonuna geldiğimde birçok bisiklet turu yapmış, havalarında soğuyup kış mevsiminin kendisini iyiden iyiye hissettirmeye başladığı vakitlerde ilkbahara kadar tur bisikletimi çatı katına kaldırmayı düşündüğüm zamanlarda İzmir’den arkadaşım Ayşe Kuş’tan gelen telefon ile bu düşüncemden vazgeçtim.
Emekli olmadan önce çalıştığı okuldan bir iki aylık izin almış ve kalan son zamanları bir bisiklet turu ile değerlendirmek istemişti. Bir hanımı yabancı diyarlarda tek başına bırakmayacak kadar centilmen olduğumdan teklifini kabul ettim.
Bu mevsimde nereye gidilir? Nereye gidilir diye düşündükten sonra Kıbrıs’a gitmeye karar verdik. Her şey bir anda oldu. Hiç hesapta olmayan bu tura başlamam için evde yapmam gereken işlerim vardı. Bu işleri hallettikten sonra sözleştiğimiz tarihte Taşucu’nda buluşmak için hazırlıklarımı tamamladım.
Taşucu’na gitmek için iki seçeneğim vardı
1- ya Çorlu’dan İstanbul’a gidip oradan Taşucu’na geçecektim.
2- ya da Çorlu’dan Adana’ya gidip oradan Taşucu’na geçecektim.
Ben ikinci seçeneği tercih ettim. Hem böylece Adana’daki çok sevdiğim dostlarımı görme imkânına da kavuşacaktım. Ayrıca o tarihlerde gerçekleşecek rakı festivaline katılım sağlayacaktım.
8 Aralık 2018
Uzun ve yorucu bir otobüs yolculuğundan sonra 8 Aralık sabahı Adana otogarına gelmedim. Hem biraz dinlenmek hem de vakit geçirmek için Seyhan nehri kenarındaki merkez parka geldim. Burada bir süre dinlendikten sonra kısa bir kültür turu yaptım. Gece için kalacak yeri İzzet ağabey ile iletişime geçmiş olmama rağmen sonradan arkadaşım İsmail Odabaşıoğlu’nun da Adana’da olduğunu öğrendiğimden içimiz için kalacak uygun fiyatlı başka bir yer ayarlayıp İsmail’i de alıp oraya geçtik.
Taşköprü, Seyhan Nehri üzerinde, Adana kent merkezinde, Adana (Seyhan) ve Karşıyaka (Yüreğir) yakalarını birleştiren köprüdür.
Adana’nın simgesi olarak kabul edilen köprü, bir Roma dönemi eseridir. Taşköprü’nün Roma İmparatoru Hadrianus tarafından yaptırıldığı ve Roma İmparatoru I. Justinianus zamanında ciddi şekilde onarıldığı aktarılmaktadır. Seyhan Nehri üzerinde bulunan, aslen 21 gözlü olan köprü, Seyhan Nehri‘nin ıslahı sırasında 7 gözünün toprak altında kalmasıyla 14 gözlü olarak hizmet veriyor. İlk yapıldığında yarı yarıya daha dar olan köprü daha sonra genişletilmiştir. Köprünün her iki girişinde de şu anda mevcut olmayan taç kapısı olduğu bilinmektedir. Osmanlı döneminde birkaç kez onarılan Taşköprü, günümüzde de hizmet vermeye devam etmektedir. 310 metre uzunluğundaki köprünün genişliği 11.40 metredir.
Taşköprü’nün 2006 yılı başında restorasyon çalışmalarına başlanmış ve 2007 başlarında çalışma sona ermiştir. Ayrıca Taşköprü dünyada hâlen kullanılan en eski köprüdür.
Kaynak: wikipedia
Ramazanoğulları Camii veya Adana Ulu Cami, Adana’da bulunan 16. yy.’dan kalma tarihi bir camidir.
Ramazanoğulları Beyliği’nin başyapıtı olan cami, şehrin en önemli tarihi yapılarından birisidir. 1998 yılında Sabancı Merkez Camii‘nin hizmete açılmasına kadar Adana’nın en büyük camisi olma özelliğini korumuştur.
Yapımına Ramazanoğlu Halil Bey tarafından 1509’da başlandı; Halil Bey’in ölümü üzerine oğlu Piri Mehmet Paşa tarafından 1541 yılında tamamlandı. Ramazanoğlu Halil Bey ve Piri Mehmet Paşa ile Mehmet Paşa’nın iki oğlu caminin güneydoğusundaki 1541 tarihli türbede yatmaktadır.
Caminin mimarisi Selçuklu ve Memluk üsluplarını taşır. Duvarları siyah beyaz mermer taşlarla bezelidir. Batı ve doğuda birer kapısı bulunur. Batı kapısı üzerinde iki yılan kabartması olan bir kubbe ve bir kitabe vardır. Doğu kapısı üzerinde ve minberinin üstünde de birer kitabesi bulunur. 16. yy’dan kalma çinileri meşhurdur.
Medrese, türbe, imaret, dar’ül hadis, dar’ül şifa, sıbyan mektebi gibi yapıları da içeren Ramazanoğlu Külliyesi’nin bir parçasıdır. Külliyenin günümüze kadar gelebilmiş diğer kısımları; medrese, türbe ve Ramazanoğulları Saray Selamlığı (Tuz Hanı)’dır.
1998 Adana-Ceyhan Depremi’nde hasar gören camii, 1998-2004 yıllarında onarıldı ve ibadete açıldı.
Kaynak: wikipedia
Büyük Saat, Türkiye‘deki en uzun saat kulesidir ve uzunluğu 32 metredir. Saat kulesi Adana‘nın Seyhan ilçesinde bulunur.
Büyük Saat inşasına Ziya Paşa ile başlandı ve 1882 yılında (Abidin Paşa zamanında) tamamlandı. Büyük Saat tarihte modernleşmenin simgesi olarak görülmüştür. Belediye Başkanı Hacı Yunus‘un da inşaat için önemli bir katkısı olmuştur. O zamandan beri, Adana‘nın en önemli yerlerinden biri olarak anılmaktadır. 2013 yılında restorasyonu çalışmasına başlanmış ve 2014 yılında restorasyonu bitmiştir.
Uzunluğu 32 metre olan kule kare prizma şeklindedir ve kulenin duvarları tuğla ile inşa edilmiştir. Temel derinliği 35 metre olduğu söylenir.
Kulenin inşası sırasında Osmanlıda Saat kuleleri vardı. Bu saat kuleleri arasında en uzunu Büyük Saattir. İkincisi ise Dolmabahçe Saat Kulesi‘dir
Kaynak: wikipedia
Gecenin ilerleyen saatlerinde İsmail ile adananın gece hayatına aktık diyeceğim ama maalesef öyle bir gece hayatı yoktu. Normal şartlarda gerçekleşecek olan rakı festivalini vali bey iptal etmiş. Bu festival için memleketin farklı yerlerinden gelmiş pek çok kişi gibi bizde öyle aval aval kaldık. Bizde mümkün olan şartlar dahilince geceyi biraz kültür turu biraz gurme turu tadında değerlendirdik. Ciğerdi şırdandı falan fistan…
Bu arada buluşmamız bir hayli zor olsa da rakı festivali için mersinden gelen arkadaşımız Zerin ile buluşmayı da ihmal etmedik. Deli gibi adana sokaklarını arşınladıktan sonra 01:00 gibi dinlemek üzere otele geri döndük.
9 Aralık 2018
Bugün ayrılık günü…
İsmail ile birlikte iyi bir uykunun ardından 10-11 gibi kaldığımız otelden ayrıldık.
Buralara kadar gelmişken Mustafa (Pamukçu) ağabeyi görmeden gitmek olmaz diyerek onun ile buluştuk. Uzun bir sohbet ile hasret giderdik.
Artık ayrılık vakti geliyordu. Önce Mustafa ağabey ile vedalaştık oradan İsmail’i tren garına götürüp onu uğurladım. Son olarak bende otogarın yolunu tuttum.
Otobüse bisikleti yüklemek sıkıntılı oldu. Aslına bakarsanız bisikleti yüklerken bir sıkıntı olmadı muavin oldukça kibardı ve yardımcı oldu. Bu durumdan kıllanmadım değil, haksızda değilmişim. Bisikleti otobüse yerleştirdikten sonra benden para isterken o kibar muavinden eser yoktu. Aslında Taşucu’nda arkadaşım Ayşe beni beklemiyor olsaydı atar yapar o parayı vermezdim de şartlar gereği para verdim. Ama şöyle hayatım boyunca kimseye avanta vermedim sana da vermeyeceğim diyerek bisiklet için ayrıca bilet kestirip o şekilde para verdim.
Öyle böyle Taşucu’na gelip arkadaşım Ayşe ile buluştum. Ayşe feribot biletlerini daha önceden almıştı. Gerekli işlemleri yapıp bir kafede feribotun kalkacağı saate kadar vakit geçirdik.
Feribot geldikten sonra uygun bulduğumuz bir köşeye parselleyip Kıbrıs’a doğru yolculuğa başladık. Yolculuğumuz yaklaşık olarak 9-10 saat süreceği için uyku tulumlarımızın içine girip malzemelerimizde mümkün olduğunca güvene alarak tilki uykusuna daldık.