Sabah 05.30 civarı kalktık kahvaltı yapıp yarım saat sonra Necati ağabeyin gelmesiyle yola çıkacaktık ki akşam patlayan lastik aklıma geldi. Lastiği değiştirdikten sonra yola koyulduk.
Düşük tempoda öğlene kadar 80 kilometre kadar yol kat ettik.
Antalya’da evinde kalacağımız arkadaşım Mesut ile yaptığım telefon görüşmesinden sonra tempomuzu biraz daha arttırmak zorunda olduğumuz sonucunu çıkarttık. Çünkü kendisinin Perşembe sabahı (yani 3 gün sonra) İstanbul’a uçacağını öğrendim. Saatte 20–30 kilometre ortalama ile akşamüstü 18.00 gibi Konya’ya gelmeyi başardık.
Müze kapalı olduğu için içeriye giremedik, zaten zamanımızda yoktu.
Hemen Antalya karayolunu bulup kamp kurabileceğimiz uygun bir yer arayışına girdik. En sonunda belediyeye ait Kozağaç parkında bekçiden izin alarak kamp kurduk.
Konya’dan bu kaçarcasına gidişimizin birkaç zaman sonra Konya’da yaşayan arkadaşım Seçkin “ – Demek Konya’ya geliyorsun da bana uğramıyorsun” diye çok sitem etmişti. Neyse ki 2013 yılında yaptığım Türkiye turunda kendisini ziyaret ederek gönlünü almıştım.
Yol arkadaşım Bay X hemen uyudu. Bende uyuyacaktım ama bugün tüm yedek lastiklerim patladığı için mecburen onları tamir edip yatıp uyuyabildim.
Meraklısına Not:
Hem tecrübesizlikten hem de fukaralıktan iyi bir dış lastik ile yola çıkmamıştım Bu gibi uzun yolculuklarda kaliteli bir dış lastik gerçekten çok önemli.