Zafere giden yol Ankara’dan başlayarak 1500 KM sonunda İzmir’de son buluyor.
Yakın tarihimize ışık tutan ve bu günleri görmemizi sağlayan çok önemli dört savaş, projenin temelini oluşturmakta. Sakarya Meydan Muharebe alanları,1. ve 2. İnönü Zaferi Savaş alanları,Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebe alanlarını ziyaret edip, İzmir’e kadar yol alacağız. Tüm bu alanlarda ve İzmir’e kadar ki rotada tüm Şehitlikleri, Anıtları, Müzeleri, görülmesi gereken yerleri, ülkemizin güzelliklerini ziyaret etmek ve manevi duygularımı tazelemek başlıca amacımız. Ayrıca bizlerden sonra gelenlerin yolunu açmak.
NOT: Bu yazının büyük bölümü daha önce Şafak Omaç tarafından safakomac.com adresinde yayınlanmıştır.
Zafere Giden Yol’da yol almaya devam ediyoruz.Dün çok yoğun bir gün oldu,Başkomutan Meydan Muharebe alanlarını gezdik, Şehitlikleri ziyaret ettik ve Dumlupınar Şehitliğinde kamp yaparak geceyi geçirdik. Rakımın yüksek,rüzgarında iyi olmasından dolayı serin serin, güzelce uyku uyuduk.Sabah her zaman ki gibi gün doğarken uyanmanın enerjisini hissettik. 16 günü geride bıraktık ve bu gün Zafere Giden Yol’da 17’nci günün sabahına uyandık.
Not:Yazılarımda Ferdi Kızıl kardeşimin fotoğraf desteği büyük oranda bulunmaktadır.
Dumlupınar Şehitliği Sabahı.
Dumlupınar’da yine çok erken uyanarak sabaha merhaba dedik.Sabah temizliğini yaptıktan sonra ben kahvaltı hazırlamaya başladım,kahvaltı hazır oluncaya kadar da Ferdi akşam eksik kaldığını düşündüğü (kalabalık yüzünden) fotoğraflama işi için Şehitlik bölgesine gitti.
Kahvaltı hazır olduğunda Ferdi yetişti ve güzelce kahvaltımızı yaptık sonra da çadırlarımızı toparladık.
Madem Ferdi yeni fotoğraflar çekti ve biz geceyi Dumlupınar Şehitliğinde geçirdik,Dumlupınar Şehitliğinden tekrar bahsedebilirim.
Dumlupınar Şehitliği:Başkomutan Meydan Muharebesi 26 Ağustos 1922’de Afyonkarahisar-Kocatepe’den başlamış, 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da büyük zaferle sona ermiştir. Dumlupınar Şehitliği, Kurtuluş Savaşı boyunca tüm cephelerde şehit düşen vatan evlatlarının anısına, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yaptırılarak, Büyük Taarruz’un 70’inci yıldönümü olan 30 Ağustos 1992 tarihinde büyük bir törenle ziyarete açılmıştır. Şehitlik, Üç Komutan Anıtı, Milisler Anıtı, 500 kişilik sembolik şehit mezarları ve kitabeleri, Şehit Baba-Oğul Anıtı, Mehmetçik Anıtı, Namazgâh ve Şadırvan’dan oluşmaktadır.Kaynak:Türkiye Kültür Portalı.
Mehmetçik Anıtı: Millî mücadele de süngüsünü takmış düşman üzerine saldırmaya hazır binlerce Mehmetçiğimizi sembolize eden bir anıttır.
Üç Komutan Anıtı:Millî mücadelemizin üç büyük komutanı olan Atatürk, İsmet Paşa ve Fevzi Çakmak anısına yapılmıştır.
Şehit Baba-Oğul Anıtı:1912 yılında daha oğlu Mehmet 8 yaşında iken Balkan Savaşı’na katılmak için köyünden ayrılan, daha sonra sırasıyla Galiçya, Hicaz, Yemen, Kafkasya’da 11 yıl cepheden cepheye koşarak çarpışan, Çetmili (Çetmi: Konya’nın Beyşehir ilçesine bağlı bir kasabadır, günümüzde Akçabelen mahallesi) Kara Ali Çavuş ve oğlu Onbaşı Mehmed’in muhteşem destanını sembolize eder.
Çetmili Kara Ali Çavuş, Anadolu’da Milli Mücadele başlayınca, Doğu Cephesi’nden Kurtuluş Savaşı’na koşmuş, Başkomutan Meydan Muharebesi’nde 19 yaşındaki Alay Sancaktarı Mehmet Onbaşı ile karşılaşmıştır.
Mehmet Onbaşı, onun 11 yıl önce bırakıp gittiği oğludur. Bu büyük asker 31 Ağustos 1922 günü, 11 yıl sonra kavuşabildiği oğlunun kollarında şehit düşmüştür.
Oğlu kahraman Onbaşı Mehmet de 9 Eylül 1922 günü İzmir’e giren birliğin başında şehit olmuştur. Anıt 30 Ağustos 1992 de ziyarete açılmıştır.Kaynak:Dumlupınar Kaymakamlığı.
Milisler Anıtı: Millî mücadele döneminde şehit düşen sivil vatandaşlarımızı sembolize eden bir anıttır.
Dumlupınar Şehitliği’den Ayrılış.
Ferdi Şehitliğin fotoğraflamasını bitirdi,kahvaltımızı yaptık,toparlandık ve yola çıkmaya hazırız.Kaplangı Dağı istikametine gitmeden önce kamp yeri ayrılış fotoğrafı alıp yola çıkıyoruz.
Kaplangı Köyü.
Dumlupınar Şehitliği’nden Dumlupınar Tepesinin uç bölgesine kadar gidip sonra Ankara-İzmir yoluna çıktık ve 12 km’lik bir iniş ile Kaplangı Köyü girişine vardık.
Yol sapağından itibaren de köye 2 km kadar tırmandık.
Mola Vakti.
Uzun bir iniş ve kısa bir tırmanış ile geçen sabahın ilk saati Kaplangı köyü camisinde kahve molası ile sonlandı.Sabah kahvemizi Kaplangı Köyünde içtik.
Kaplangı Dağı.
Kaplangı Köyünde kahve molasından sonra Kaplangı Dağı derinliklerinde yol almaya başladık.Kaplangı Dağının şu anki coğrafyası çok güzel ama bir de bu güzelliği 100 yıl önce hayal et, savaş zamanı.Çok çetin bir savaş geçmiş Kaplangı Dağında ve de çok önemli bir savaş.
Biz de Kaplangı Dağının derinliklerinde ilerliyoruz.
Kaplangı Dağı Muharebesi:Mustafa Kemal Paşa’nın idare ettiği Türk kuvvetleri 30 Ağustos 1922 tarihinde Murat Dağları’nın doğu eteklerinde Çal Köyü mıntıkasında Yunan ordularının büyük kısmını kuşatarak yok etmiştir. Türk ordularının imha hareketinden kurtulabilen ve General Franko kumandasında toplanan I. ve II. Yunan piyade tümenleriyle, bir süvari tugayı ve meşhur Palantras Müfrezesi, I.Kolordunun taarruzu karşısında 30 ve 31 Ağustos günlerinde Hallaçlar-Kaplangı Dağı hattında kesin bir mağlubiyete uğratılmıştır. General Franko, 1 Eylül 1922 günü ümitsiz bir halde Uşak’ın Kapaklar-Kusura Deresi-Elma Dağı hattında tutunmaya çalışmıştır. Sonra da Karlık istikametinde ilerleyen 6. Tümenin önünde tutunamayarak kaçmıştır.Kaplangı Muharebesi ile Franko’nun birliklerinin Trikopis ve yanındaki birlikleriyle birleşmesi önlenmiştir.
Bu muharebelerden sonra düşman Milne hattına kadar durmadan çekilmek zorunda kalmıştır.Birlikler, 1 Eylül 1922 günü ikindi vakti Uşak ovasında şehre doğru süratle ilerlerken, şehir yanmıştır. Bu sırada şehre ilerleyen birliklerin başında Kumandan İzzettin Çalışlar bulunmuştur. 2 Eylül 1922’de Uşak işgalden kesinlikle kurtulmuştur. Kaynak:Türkiye Kültür Portalı.
Kaplangı Dağında İlerleyişimiz.
Kaplangı Dağının güzel coğrafyasındaki ilerleyişimiz Hasanköy girişine kadar devam etti.Hasanköy ile beraber Banaz ovasına da inmiş olduk.
Banaz girişinde bir de farkında olmadan haber olduk. Millet gazateye çıkmak için adam kovalar,bizi de gazeteci yollarda bulup haber yapar.
Banaz Şehitliği.
Kaplangı Dağından Hasanköy yönünde iniş yapıp ilçe merkezine yakın konumda bulunan okul bahçesinde 31 Ağustos 1922’de şehit olan askerlerimizin kabirlerini ziyaret ettik.
Banaz Şehitliği:1953 yılında okul bahçe düzenlemesi sırasında ortaya çıkan mezarlar, okul müdürü ve öğretmenleri tarafından hiç bir kurum ve kuruluşa izin verilmeyerek sahiplenilmiş, o günden beri öğrencileri de dahil olmak üzere onurla, gururla sahiplenilmeye devam edilmektedir.
Banaz’ın Kahraman Şehitleri.
Banaz’da öğle molasını jandarma binasının yakınlarında verdik.Orada parkın girişinde yapılan bir çalışma dikkatimi çekti ve inceledim.Park girişine Banaz’ın Kahraman Şehitleri için bir çalışma ve büst yapılıyordu.Gözlerim çok sevdiğim ve 1997’de Hozat’ta beraber görev yaparken Şehit olan kardeşimi aradı.Onunda orada fotoğrafını görünce gözlerim dolu dolu oldu,hüzünlendim,o günlere gidiverdim,boğazım düğümlendi.
Veli ULUDAĞ kardeşim,ruhun şad olsun, huzur içinde uyu,kanın hiç bir zaman yerde kalmadı.Tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun.
Banaz’a gelmişken biraz Banaz’dan da bahsetmek isterim.
Banaz:Banaz, Uşak-Ankara karayolu üzerinde il merkezine 33 km mesafededir. Kuzeyde Kütahya’nın Gediz ve Altıntaş, doğuda Afyon’un Sincanlı ve Sandıklı, güneyde Sandıklı ve Sivaslı, batıda merkez ve Gediz ilçeleri ile çevrilidir. Denizden yüksekliği 914 metre olan ilçenin yüzölçümü 1032 Km2 dir. 669 Km” lik alanla ii genelinde en fazla orman Banaz ilçesindedir. Genelde çam ormanıdır.
Yunanlıların 15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal etmesinden sonra İç Anadolu’ya doğru işgal zamanla ilerledi. 25 Mart 1920 tarihinde Banaz, Yunan işgaline uğradı. Başkomutanlık Meydan Savaşı’ndan sonra Yunan kuvvetlerinin batıya doğru çekilmesiyle 31 Ağustos 1922’de Türk Ordusu Banaz’a girdi. Böylece Banaz düşman işgalinden kurtuldu.Cumhuriyet’in ilanından sonra Uşak, Kütahya vilayetinin bir kazası olarak kaldı. 1953 yılında Uşak’ın il olmasıyla Banaz nahiyesi kaza haline getirildi.Kaynak:Uşak Valiliği
Yönümüz Murat Dağı….
Sabah Kaplangı Dağı bölümünü yaptık,öğle vakti Banaz’daydık,öğleden sonra ise Murat Dağı bölümünü yapacağız.Murat Dağı bölümü daha uzun olacağından ve Murat Dağı derinliklerinde uygun bir yerde kamp yapmayı planladığımızdan eksik olan kumanyalarımızı Banaz’da giderdik.Yönümüz Murat Dağı ve Çamsu,Baltalı istikametine yol almaya başlıyoruz.
Yeşilyurt-Çamsu Yolu.
Banaz’dan itibaren küçük tırmanışlarla Yeşilyurt-Çamsu hattından Murat Dağı derinliklerine ilerlerken yeşilikler içinde ve bol suyun olduğu vadi yolunda yol almaktayız.
Buraları aynı zamanda 30 Ağustos 1922 de ağır mağlubiyete uğrayan Tripokis’in birliklerinin kaçış yolu.
Çamsu ve Murat Dağı.
Çamsu yakınlarında yol biraz sertleşti hele Çamsu çıkışı daha sertti.O anlarda geldiğimiz vadi içine ve yollara tekrar tekrar bakarak yeşilliklerin tadını çıkardık. Çamsu köyü üzerine vardığımızda da Comburt Ovasına vardık ve ovada ilerlemeye başladık.Şu anda Murat Dağı derinliklerindeyiz, Murat Dağı ve savaştan bahsetme zamanı geldi sanırım.
Murat Dağı:Yunan Başkomutanı Trikopis’in Esir Alınışı: Uşak için gurur kaynağı olan konulardan biri de Yunan başkomutanı Trikopis’in, Eylül 1922’de Atatürk’ün komutasında bulunan Kafkas Tümen Komutanı Halit Bey tarafından Uşak’ta yakalanmasıdır.30 Ağustos 1922’de Dumlupınar Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nde bozguna uğrayan Yunan Ordusu’nun büyük bir kısmı Dumlu, Büyükoturak, Banaz, Kızılhisar ve Kapaklar üzerinden Uşak’a doğru çekilirken Yunan orduları başkomutanı General Trikopis’in de içinde bulunduğu büyük bir birlik, Murat Dağı’nda Comburt Ovası’nı geçerek 2 Eylül 1922 günü Aşağıkaracahisar köyüne gelmiştir.Aynı gün 5. Kafkas Tümeni’ne mensup birlikler muhtelif savaşlar vererek, Elma Dağı’nın güneydoğusunda bulunan Göğem Köyü’nün doğu yakasına yaklaştığında, Karacahisar ve Çumyuva (Mıngırap) köylerinin yanmakta olduğu haberini almışlardır.Bir müddet sonra küçük rütbeli bir Yunan subayı, tümen kumandanının yanına gelerek General Trikopis’in teslim olmaya karar verdiğini söylemiştir. 5. Kafkas Fırkası Kumandanı Halit Bey, Liva Komutanı Hopalı Ali Rıza Bey’e Yunan subayının getirdiği haberi bildirmiş ve gidip Yunanları teslim almasını emretmiştir.2 Eylül 1922 gecesi saat 22.30 sıralarında Süvari Bölüğü Komutanı Sivaslı Yüzbaşı Ahmed Bey, esir generaller ile maiyetlerini Bölmeli Tepe’deki (Çakmaklı Tepe) 5. Kafkas Fırkası Komutanı Albay Dadaylı Halit Bey’in (Halit Akmansü) yanına getirmiştir. Yunan komutanının Uşak’ta Atatürk’ün huzuruna çıkarıldığı ev şu an müze olarak ziyarete açılmıştır. Kaynak:Türkiye Kültür Portalı.
Comburt Ovası.
Çamsu tırmanışından sonra Ayrancı girişine kadar Comburt Ovasında yol aldık.Ayrancı girişinde ise bizi Comburt Ovasına hoşgeldiniz tabelası karşıladı.Yunan ordusu Comburt Ovası üzeri Aşağıkaracahisar’a çekilmiştir.Bizde düşmanı takip ederek Aşağıkaracahisar’a doğru yol almaktayız.
Comburt Ovası: Ayrancı Köyü, Baltalı, Küçükler ve Çamsu köylerini kapsayan bir ova olup, üzerinde fasulye, ayçiçeği ve pancar ile yem bitkilerinden; yonca, slajlık darı üretimi ve kuru tarım yapılan bereketli bir ovadır.
Baltalı-Çamyuva-Karacahisar Yolu.
Baltalı’dan itibaren Çamyuva’ya kadar tırmanarak geldik,bölgeye giriş yaptığımızda akşam üzeri olduğundan Çamyuva’da kamp yapmayı planladık ama uygun yer bulamayınca Karacahisar’a bir küçük tırmanış ve iniş ile vardık.Karacahisar büyük bir köy, okul bahçesini bir ara düşündük ama uygun bulmayınca Uşak yönüne iniş ağırlıklı devam etmeye karar verdik ama Karacahisar köyünde ziyaret edeceğimiz bir yer var.
Köy çıkışında mezarlığın bir bölümüne yapılmış Çeçeli Kara Murat’ın kabrini ziyaret ettik.Çeçeli Kara Murat kimdir bahsetmek isterim.
Çeçeli Kara Murat : Çeçeli Kara Murat, Uşak’ın Banaz İlçesine bağlı Çamsu, O zaman ki adıyla Çeçe Köyü’nde yaşayan, çobanlık yaparak geçimini sağlayan bir genç… 1922 yılında Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde perişan edilen Yunanistan’ın Küçük Asya Ordusu, İzmir’e ulaşmanın derdine düşer. Murat dağının eteklerinde koyunlarını otlatmakta olan, kara kuru aç ve sefil bir çobana rastlarlar. Kendilerini Afyon-İzmir demiryoluna götürmelerini teklif ederler. Adı Çeçeli Kara Murat olan bu genç önde, peşi sıra Yunan askerleri olduğu halde, Murat Dağı’nın derinliklerine doğru ilerlerler.
Sonunda da bu Türk kılavuzcunun kendilerini yanlış yöne doğru götürdüğünü anlarlar. Yunanlı komutan, “Bizi yanlış yöne getirmişsin. Bunun sonucunun ölüm olduğunu bilmiyor musun?” diye bağırdığında; Çeçe Köylü Kara Murat, “Benim görevim bu, seninki de öldürmek” der ve süngülenerek öldürülür. Yunanlı Komutan yanındaki Yunanlı subaylara, “Yanlış yere gelmişiz beyler. Kendisine hiçbir şey verememiş bir devlete bu denli bağlı insanlar oldukça yenilmiş olmamız doğaldır” der.Kaynak:Uşak Belediyesi.
Mesudiye Kampı.
Çamyuva’dan itibaren uygun kamp yeri arayışındayız,lüks takılıyoruz? Çeşme olacak,suyu bol akacak,zemin düz olacak…. çok şey mi? istiyoruz,hayır.Bölgenin bir bölümünde bunu denk getirmek biraz zor ama Uşak ovasına inerken uygun alanı Mesudiye köyü yakınında kadın çobanın yardımıyla bulduk.
Ferdi Kızıl,yorulmuş kardeşim çadırı kurar kurmaz soluğu çeşmenin başında aldı, hemen serinledi.Ben derinlemesine serinlemeyi sabaha bıraktım,çünkü karnım zifiri aç.Ben yemeği hazırlamak ile meşgul oldum.80 km yorucu bir rotada yol almanın yorgunluğu yemekten sonra hissedilmeye başladı.Kolay değil 2 dağa tırmandık ve Uşak ovası girişinde Mesudiye köyü yakınında kamp halindeyiz.
Yarın Uşak ve Ulubey ziyaretimiz sonrasında Ulubey Kanyonlarında kamp planlarımız var.