NOT: Bu yazının büyük bölümü daha önce Şafak Omaç tarafından
safakomac.com adresinde yayınlanmıştır.
safakomac.com adresinde yayınlanmıştır.
Geceyi Hafik’te merkezde bulunan çay bahçesinde geçirdik. İlçe merkezinde olmasına rağmen kimse rahatsız etmedi. Bahçeye oturmaya gelen gençler bile bizim çadırları görünce rahatsız etmeyelim deyip,başka yerlere gittiler,bunları çadırın içinde olmamıza rağmen duyduk.
Anlayışlı Hafik gençlerine teşekkürler.
İyi uyuduk sayılır,sabah her zamanki gibi gün ağarırken uyandık.Kahvaltımızı bulunduğumuz yerde yaptık.
Bu gün Ata Yolu-Kurtuluş Yolu projemizin 19 ncu günü,bu gün önemli duraklardan birinde olacağız, SİVAS.
Sivas, tarihimizde önemli bir yere sahip,bunun bilincindeyiz ve o yüzden projemizde de önemli bir yere sahip.
19 ncu günümüz Sivas ağırlıklı olacak ama bunun öncesi ve sonrası da var. Biz hiç vakit geçirmeden yola çıkalım ve Ata Yolu-Kurtuluş Yolu’ nda 19 ncu güne başlayalım.
(Bu onurlu yola ve projeye Ferdi KIZIL kardeşim ile beraber çıktık ve yol alıyoruz,yazılarımda kullandığım fotoğraflarda da onun büyük katkısı var.)
Hafik Kamp Yerimiz.
İyi bir uykunun getirdiği neşe içindeyiz.Kamp yerimizi kısa bir görsellikle sunup,klasiğimiz olan ayrılış fotoğrafını da albüme koyup Hafik kamp yerine veda ediyoruz.
Hafik Ve Osman Gazi Heykeli.
Hafik’ten ayrılmadan önce Hafik’ten tekrar bahsedip,kısa bir tarihsel olaydan da söz etmek isterim.
Hafik; 1873 yılında Koçhisar adıyla ilçe olan Hafik, 1926’da yeniden eski adı olan Hafik adını almıştır. Türklerin Anadolu’ya gelişinden önce de önemli bir yerleşim yeri olan Hafik, Selçuklular ve Osmanlılar dönemlerinde de önemini devam ettirmiştir. İlçe Sivas’ın doğusunda, il merkezine 37 km uzaklıktadır.
İlçemizin tarihindeki en önemli olay ve aslında Türk tarihindeki en önemli olaylardan biri, Osmanlıların Söğüt’e yerleştirilmelerine vesile olan tarihi olay, ilçemizde yaşanmıştır. 1230′ lu yıllarda Hafik ovasında Selçuklularla Moğollar arasında meydana gelen savaşta Selçuklular yenilmek üzere iken, obasıyla buradan geçmekte olan Ertuğrul Gazi 700 atlısıyla yardım ederek, Selçukluların galip gelmelerini sağlamıştır. Sultan Alaaddin Keykubat bu katkısından dolayı Ertuğrul Gazi’ye ileride büyük bir İmparatorluğun temellerini atacakları Söğüt bölgesini vermiştir. Bu tarihi olay nedeniyle Osmanlı İmparatorluğunun temellerinin ilçemizde atılmış olduğunu gururla söyleyebiliriz.
Bu olayın anısına Hafik’te, 1915 yılında dönemin Sivas Valisi Muammer Bey tarafından, Türk tarihinde İslamiyet’in kabulünden sonra dikilen ilk heykel olan, Osman Gazi’nin büstü dikilmiştir. 1936 da kaldırılan bu büst şu anda Sivas’ta müzede sergilenmektedir.
Bu amaçla ilçemizde bu tarihi olayı gelecek nesillere iyi anlatabilmek ve tarih şuurunu verebilmek için; Kaymakamlığımızın arka bahçesinde yapılan parkta, bu olayın anısına Osmanlı haritası ve ilk on padişahın isminin yer aldığı ve söz konusu tarihi olayın canlandırıldığı bir rölyef ile bu tarihi olayın anlatıldığı bölümden oluşan bir Osmanlı Anıtı yapılmıştır.
Kaynak:Hafik Kaymakamlığı.
Hafik-Sivas Yolundan.
Hafik,Sivas arası 37 kilometre.
Hafik’ten çıkar çıkmaz hava çok sertleşti,tam karşımızdan esen soğuk rüzgar üşütmeye başladı.Haziran ayının son gününde bu kadar soğuk olan hava kışın nasıl olur, düşünmek bile istemem.
Soğuğa ve rüzgara karşı indili çıktılı yol almaya devam ettik.Rüzgar o kadar sert esiyor ki,mola vermek bile aklımıza gelmedi.
Seyfebeli Geçidi.
Hafik’ten yola çıkalı 24 kilometre olmuştu ki Seyfebeli Geçidine ulaştık.Geçitteki rüzgarı tahmin etmek bile mümkün değil.Mükafatımız olan geçitler fotoğrafımızı çekilip, Sivas’ a doğru rüzgara karşı yol almaya devam ettik.
Kongre Binası Atatürk ve Etnografya Müzesi.
Üşüten ve kafadan aldığımız rüzgara rağmen saat 10:00 gibi Sivas’ta arzuladığımız ve ilk ziyaret edeceğimiz yerdeyiz.Ata Yolu-Kurtuluş Yolu projemizin önemli duraklarının birindeyiz.
Kongre Binasını ziyaret etmeden önce Ferdi kardeşim ile beraber varış anımızın hatırası olarak bir fotoğraf alıyoruz.
Şimdi,Kongre Binası Atatürk ve Etnografya Müzesini önce tanıtma ve ardından gezme zamanı.
Kongre Binası Atatürk ve Etnografya Müzesi.
Mustafa Kemal Atatürk ve Heyet-i Temsiliye tarafından 2 Eylül-18 Aralık 1919 tarihleri arasında “Milli Mücadele Karargahı”olarak kullanılan bina Cumhuriyet tarihimizde çok önemli ve müstesna bir yer tutmaktadır.
Binanın 12 Rebiül-evvel 1310 H (5 Ekim 1892) tarihinde Sivas Valisi Mazlum Paşazade Mehmet Memduh Bey tarafından Mülki İdadi Binası olarak yaptırıldığını belirten dört satırlık kitabe, halen Sivas Müzesi’ nde bulunmaktadır. XIX. yüzyılın Geç Osmanlı Dönemi sivil mimarlık örneklerinden biri olan yapı, üç katlı ve iç avluludur. Dış cephelerinde taş, iç mekanlarda ise ahşap ana malzemedir.
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına üç buçuk ay süre ile resmi karargah olarak tahsis edilen bina; Sivas Kongresi içtimalarının burada yapılmış olması, Anadolu’daki Milli Mücadele hareketinin teşkilatlandırılarak millet iradesinin her türlü baskının, kişi ve zümre idaresinin üstünde olduğunun bütün dünyada ispatlanması ve Cumhuriyet yönetiminin temellerinin burada atılmış olması ile tarihi bir hüviyet kazanmıştır.
Sivas Kongresi’ne on dokuz vilayeti temsilen otuz iki üye katılmıştır,ancak illerden seçilerek kongreye sonradan dahil olan delegeler nedeniyle bu sayılar değişiklik göstermektedir.
Yapıldığı tarihten itibaren okul binası işlevini sürdüren yapı; İdadi, Sultani, Sivas Lisesi, Kongre Lisesi adları ile anılmıştır. 1930 yılındaki bir tadilatta doğu cephesindeki esas giriş batı cephesine alınmış, çatısı sacla kaplanmıştır.
1981 yılına kadar lise olarak hizmet veren binanın, Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in direktifleriyle müze haline getirilmesi planlanmıştır. 1984 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilen Kongre Binası; Bakanlığımızın Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ nce aynı yıl başlatılan müze amaçlı restorasyon ve teşhir ve tanzim çalışmaları sonucunda; bodrum kat depoların, laboratuvar ve fotoğrafhanenin yer aldığı mekanlar olarak; zemin kat Etnografya Müzesi; üst kat ise Atatürk ve Kongre Müzesi olarak düzenlenmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk ve Heyet-i Temsiliye’ nin bir müddet karargah olarak kullandıkları binanın müsamere salonunda, 4-12 Eylül 1919 tarihleri arasında Sivas Kongresi’ nin içtimaları yapılmıştır.
Tarihi Kongre Salonu ve Atatürk’e ait çalışma ve dinlenme odası, kongrenin yapıldığı günlerdeki hali ile muhafaza edilmektedir.
Üst katta ayrıca; kongre öncesindeki olayların, Mustafa Kemal Atatürk’ün kongre hazırlığı ile ilgili tamimlerinin ve bildirilerinin sergilendiği salon; o zamanki muhaberenin temelini oluşturan telgraf odası; Sivas Kongresi ile ilgili tutanakların yer aldığı salon; merkezi Sivas’ta kurulmuş olan Anadolu Kadınları Müdafa-i Vatan Cemiyeti’ne ait bildiriler ve haberleri içeren belgeler ile İrade-i Milliye Gazetesi’ nin basıldığı matbaa makinası ve bu gazeteye ait nüshaların sergilendiği salonlar bulunmaktadır.
Sivas Kongresi sırasında ve sonrasında Sivas’ta alınan tüm kararlara ait belgeler; Cumhurbaşkanlığı Köşkü-Atatürk Özel Arşivi, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih Komisyonu ve Ateşe Özel Arşivi, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı arşivlerindeki belgelerin örnekleri müzede sergilenmektedir. Kaynak:Sivas İl Kültür Ve Turizm Müdürlüğü.
Kongre Binası Atatürk ve Etnografya Müzesi.
Müzeyi adım adım gezdik,her odasına girdik,her dökümanı inceledik,her materyali gözlemledik, her şeyi hafızamıza kazıdık.
Kongre Binasını gezdikçe bu onurlu yola iyi ki çıkmışız düşüncesi bizde bir kez daha uyanışa geçti.
Ata Yolu-kurtuluş Yolu projesini hazırlarken ve uygulamaya sokarken yüreğimizi ortaya koyacağımıza inancım çoktu. Ve bu gün 19 ncu gün yine diyorum
”iyi ki böyle onurlu bir yola çıkmışız”.
Kendimiz ile ne kadar onur duysak azdır,çünkü biz Atamızın izinde yol alan iki neferiz.
Sivas Hatırası.
Onurlu bir görevi yerine getirmenin mutluluğu ile 100 ncü yılın anısına hatıra fotoğrafımız da alıyoruz.
Şimdi Sivas kültür turuna çıkma zamanı.
Çifte Minareli Medrese.
Çifte Minareli Medrese, Türkiye’nin Sivas ilinin merkezinde yer alan medrese. Taç kapı üzerinde yer alan kitabesine göre 1271 yılında İlhanlılar Veziri Şemseddin Cüveyni tarafından yaptırılmıştır. Medrese, süslemeli taç kapısı ve tuğla-çini örgülü, iki minaresi ile dikkati çekmektedir.
Şifaiye Medresesi.
Şifaiye Medresesi, 1217 yılında Anadolu Selçuklu Devleti sultanı I. İzzeddin Keykavus tarafından Sivas’ta darüşşifa olarak yaptırılan; Osmanlı devrinde medrese olarak kullanılan yapı.
Dünyanın günümüze kadar gelebilen en eski hastahanelerinden biridir.
Gök Medrese.
Gök Medrese Türk mimarisinin ve süsleme sanatının birlikte görülebildiği en önemli yapılardandır. Yapının çeşitli bölümlerindeki yazıtlardan IV. Kılıçaraslan’ ın oğlu III. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Vezir Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından, 1271 yılında yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Gök Medrese’ nin, mermer taş kapısı, ışık-gölge oyununu yaşatacak denli zengin bir görünüme sahiptir. Yapı, açık avlulu, dört eyvanlı, iki katlı plan özelliğine sahiptir. Yapıldığı tarihten itibaren dini ilimlerin tahsil edildiği medrese olarak hizmet verdiği bilinen bina 1926 yılında müzeye dönüştürüldü. Kaynak: Sivas İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Sivas’tan Ayrılış.
Sivas Kongre Binası Atatürk ve Etnografya Müzesini ziyaret ettik,Sivas kültür turu yaptık… tabii haliyle bu yaptıklarımız öğleden sonrayı buldu.
Karnımız acıktı,her önüne gelen yerde yemek yenmiyor,yine küçük bir araştırmanın sonunda hedefi vurduk.
Çok lezzetli Sivas Köftesi yapan yerde karnımızı doyurduk.Yine söylüyorum,köftenin yanında neler var demeyi unutmayın,çünkü çok şeyler geliyor ve fiyat makul.
Her iş tamam olunca yönümüzü Kayseri tarafına çeviriyoruz.Sivas’ a girerken Sivas tabelasını fotoğraflayamamıştık,Ferdi çıkışta bu işi de halletti.
Bu gün akşam kamp yeri için Hanlı köyünü düşünüyoruz, varmayı niyet ediyoruz.
Sivas-Kayseri Yolu.
Sivas’tan yola çıktık,rüzgar sağ önümüzden vuruyor ama ara sıra tepecikler kapattığından fazla yorulmadan yol alıp 20 kilometre sonra Malatya-Kayseri sapağına kadar geldik.Bu 20 kilometre bizi fazla sarsmadı,yemeği de yediğimizden rahat sayılabilecek bir durumda sapağa kadar geldik,hatta fotoğrafta görüldüğü gibi lay lay lom da yaptık.Malatya-Kayseri sapağından Kayseri yönüne dönüp emin adımlarla Kayseri yönüne ilerlemeye başladık.
Kayseri Yolu.
Hafif yükselti halinde yol almaktayız,bu yükselti aslında bizi yormaz ama tam karşımızdan esen rüzgar durumumuzu güçleştirdi.
Yine de hedeflediğimiz ve kamp yapmayı planladığımız Hanlı Köyüne doğru yol alıyoruz.Bu yola ilk defa girdik,çevreyi bilmiyoruz,Hanlı Köyü inşallah umut olur.
Akşam Olmak Üzere.
Hafif hafif gün kavuşmaya başladı.
Hafik’ten ayrılalı 70 kilometre,Sivas’tan ayrılalı 33 kilometre kadar oldu,yorgunluk belirtileri de başladı.Koyuncu köyünün önünden geçerken uygun düz bir alan gördük içeri girdik ama çeşme sorunu vardı.Çeşmeyi ancak mezarlık yanında bulunca burada konaklamayalım, bu günkü asıl hedefimize varalım düşüncesi bizde hakim oldu.
Hanlı Köyüne Hoş Geldiniz.
Koyuncu köyü ile Hanlı köyü arası 20 kilometre,son 20 kilometreyi de rüzgar altında alıp,akşam 20:00 sıraları Hanlı’ya vardık.
Köy girişinde 2 çeşme ve düz araziyi görünce yüzümüz gülmeye başladı,burası komple düzlük ve kamp yapmaya müsait.
Ferdi çeşme yanı, ben ise ağaçlık ve düzlük alanı keşfe çıktık.
Tam bunları yaparken en dış evdeki köylü kadınımız yanımıza geldi ve daha biz neye baktığımızı söylemeden akşam oluyor daha ileri gitmeyin köyde kalabilirsiniz dedi.
Ve evinin bahçesine davet etti,kuytu yere oturttu bizi, gelini
sıcak börekler,çaylar getirdi,kocası muhabbetimize ortak oldu.Nerede kalacağımızın planına varıncaya kadar yaptılar.Çok terli olduğumuzdan müsaade istedik ve kamp yapma olasılığı her taraf uygun ama bize gösterilen hiç rüzgarsız iki alana doğru gittik.
Köy Evi,evet yeni yapılmakta olan köy evinin önü tam bize göre,hiç rüzgar almıyor.
Hanlı Köyü Kampı.
Köy evinin kapı sundurma yükseltisi iki çadırı alabilecek kapasite de ve hiç rüzgar almıyor,tereddüt etmeden çadırları kurduk.İkram edilen çay ve börek çok makbule geçti,açlığımızı bastırdı,hatta tamamen ortadan kaldırdı.O yüzden hafif şeyler atıştırıp,meyve ve içeceklerle muhabbet ederek gecenin geri kalanını geçirdik.
Bu gün 99 kilometre yol aldık.En önemli duraklarımızdan biri olan Sivas’ta Kongre Binası Atatürk ve Etnografya Müzesini gezdik,kültür turu yaptık,Sivas öncesi ve sonrası görselliği ve tabiatı güzel coğrafya da yol aldık.Güzel ve anlamlı bir yoldu.
Ata Yolu-Kurtuluş Yolu projemizde Sivas il sınırlarında bir süre daha yol alıp,Kayseri il sınırlarına geçiş yapacağız.
Onur duyarak yaptığımız bu projenin yarın 20 nci gününü yapacağız.
Ne mutlu ki bize Atamızın çizdiği yolda emin adımlarla ilerliyoruz.
Ne mutlu ki bize sıcak kanlı Anadolu insanları ile tanışıyoruz.
[advanced_iframe src=”https://tr.wikiloc.com/wikiloc/spatialArtifacts.do?event=view&id=38202171&measures=on&title=on&near=off&images=on&maptype=H” width=”100%” height=”650″]