NOT: Bu yazının büyük bölümü daha önce Şafak Omaç tarafından
safakomac.com adresinde yayınlanmıştır.
safakomac.com adresinde yayınlanmıştır.
Yağmur ile girdiğimiz Suşehri’nde geceyi öğretmenevinde geçirdik.Temizlendik,kurulandık,iyice dinlendik.
Suşehri rotamızda ve projemizde önemli bir yere sahip Mustafa Kemal Atatürk bu ilçeye dört defa gelmiş.Bizde Mustafa Kemal Atatürk’ün geldiği ilçedeyiz.Onun gittiği yerlere uğramak projemizin bir parçası.
Bu gün Suşehri-Şebinkarahisar rotasını takip edeceğiz,dün şiddetli fırtına altında tırmandığımız 10 kilometreyi ineceğiz.
Ata Yolu-Kurtuluş Yolu projesinin 8 nci günündeyiz.
(Projeyi Ferdi Kızıl kardeşim ile beraber gerçekleştiriyoruz kendi katkısı gibi,haliyle fotoğraf katkısı da büyük)
Öğretmenevinden Ayrılış.
Dün akşamki yağmurdan eser yok.
Kahvaltımızı öğretmenevinin menüsünden yaptıktan sonra karnı tok,dinlenmiş vaziyette yola çıkmaya hazırız.İlk 10 kilometre iniş olduğundan keyfimiz yerinde,gerisi muamma!!!!!
Kurtuluş Savaşı Ve Cumhuriyet Döneminde Suşehri: Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Erzurum Kongresi’ne giderken 28 Haziran 1919 günü Suşehri’ne uğramış, Mehmet Ali Efendi Konağında ağırlanmıştır. Bu misafirlik sırasında Suşehri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Şubesi Kurulmuş; başkanlığa Mehmet Ali Efendi getirilmiştir. Atatürk, Erzurum Kongresi dönüşünde İlçemize tekrar uğramıştır. Büyük Önderin ilçemizden geçtikleri bu gün 1 Eylül 1919 Suşehri’nin mahalli günü olarak kabul edilmiş olup her yıl törenlerle kutlanmaktadır. Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk yaptığı Doğu Anadolu gezisi sırasında 28 Eylül 1924 beraberinde Latife Hanım ve kalabalık bir heyetle Suşehri’ne uğramış, Kurtuluş Savaşı anılarını tazelemek niyetiyle Mehmet Ali Efendi’ nin Konağına misafir olmuştur.Kuzeydoğu Anadolu’ yu gezen Atatürk dönüşünde 11 Ekim’de Şebinkarahisar ‘da geceyi geçirmiş ve dördüncü kez 12 Ekim 1924 tarihinde beraberindekilerle tekrar Suşehri’nden geçmiştir. Kaynak :Suşehri Kaymakamlığı.
Mehmet Efendi Konağı’ nın günümüzde olmaması ve bu konak ile ilgili bilgiye ulaşamadığımdan Suşehri’nden ayrılmaya karar verdik.
Suşehri’nden Ayrılış.
Suşehri’nden 10 kilometrelik sert bir inişle Reşadiye-Şebinkarahisar-Suşehri kavşağına indik.Bu aynı zamanda ana yol kavşağı,bu gün rüzgar gibi indiğimiz 10 kilometrelik yolu,dün ittir kaktır fırtınaya karşı çıkıp Suşehri’ne ulaşmıştık.
Şimdi yönümüzü Şebinkarahisar tarafına çevirip Kelkit Çayı üzerine kurulmuş olan Çamlıca Barajı’na paralel bir süre yol alacağız.
Çamlıca Baraj Gölü.
Çamlıca Barajının ve gölün en yüksek yerine çıkıp suyun ve doğanın güzelliğini bir süre seyrettik.Hatıra fotoğrafı da çekilmeyi ihmal etmedik.
Kelkit Vadisinde Yol Almak.
Coğrafyanın cezbedici güzelliği içinde kafamıza göre aheste aheste yol alıp,manzaranın ve ortamın tadını çıkarmaya devam ediyoruz.
Burası Bayburt yolu ve diğer ana yollara göre çok daha sakin,bu sakinlik,bizim işimize geliyor,daha rahat yol alıyoruz.
Kelkit Çayı-Kelkit Vadisi-Çamlıca Baraj Gölü.
Niksar’da tanıştık Kelkit Çayı ve Vadisi ile, onunla beraber 3 gündür yol alıyoruz.Her güzelliğine şahit olduk.Şimdi de önüne set gerilmiş Çamlıca Barajının oluşturduğu bentle gölet haline gelen Kelkit Çayının tüm güzelliklerini bu üç karede yansıtmaya çalıştık.Göz alıcı yolculuğumuz bize göre kısa sürdü,bundan sonra tırmanacağız….
Mola Zamanı.
Hava ısındı,rampalar da başlayacak,hemen önümüzde çeşme var,rampalara sarmadan önce cezveyi ateşe sürüp kahvemizi yudumladık. Hem dinlenmiş hem de keyfimiz yerine gelmiş oldu.
Tırmanışımız Başladı.
Bu iki fotoğraf tırmanışı anlatır durumda, önümüzde 25 kilometrelik tırmanış bizi bekliyor.Bu tırmanışı zevkli hale getirmek elimizde.
Giresun İl Sınırı.
Tırmanışımız devam ederken Sökün bölgesinde Giresun il sınırlarına giriş yapıyoruz.Bundan sonra bir süre Giresun il sınırlarında yol alacağız.Giresun bölgesi Ata Yolu-Kurtuluş Yolu projemizde yer alan beşinci il.
Psikolojik Baskı Buna Denir.
Söze gerek var mı?var,var…..Bu güne kadar % 16 levhası hiç görmedim,Ferdi’de görmemiş,bizim için ilk oldu.% 16 demek,yüklü bisikleti elde çıkarmak demek,zaten %10 ‘u geçen yerler vardı,bayıltıyordu şimdi her halde çatlarız.
Ama yine de yılmak yok, yola devam.
Yolun En Güzel Anları…
Tırmanışın sonuna doğru denk geldim ona,çok yakındık bir birimize,aramız 3-4 metre kadar,başladı şakımaya.O kadar güzel şakıyordu ki,kımıldamadan,hatta nefes bile almadan dinledim onu.Ferdi geriden geliyordu ona işaret ettim gelme diye oda geride bekleyip dinledi onu.Ne kadar zaman geçirdik karşılıklı bilmiyorum ama belki 10 belki 15 dakika, o kadar güzel anlardı ki anlatamam.
Manzara Eşliğinde İniş Zamanı.
25 kilometrelik tırmanışın mükafatı manzaralı olarak geri geliyor.Yaklaşık 10 kilometre kadar iniş yapıyoruz.Bu arada hemen karşı sağ tarafında Kelkit Çayına gem vuran Kılıçkaya Baraj Göleti görüş alanımızda belirmeye başlıyor.
Kılıçkaya Barajı.
Kelkit Çayı üzerinde kurulu olan baraj 1990 yılında hizmete girmiştir.Suşehri,Türkmenler Köyü mevkiinde Kelkit Çayı üzerindedir.Ve bu eşsiz manzarayı bize sunmakta.
Çağlayan Köyü Ve Çağlayan.
Taşçılı mevkine kadar 10 kilometrelik bir iniş yapmıştık,şimdi hafif hafif tırmanmaya başladığımızda Şebinkarahisar levhası 12 kilometreyi gösteriyordu,demek ki 12 kilometre tırmanış var.
Bu arada sol yanımızda Çağlayan Köyü ve Çağlayan Şelalesi gözümüze ilişiyor.Bir süre durup seyrediyoruz.Biz seyrederken de hafif hafif yağmur başladı.
Çağlayan Şelalesi: Çağlayan köyünde bulunan ve ismini köyden alan Çağlayan Şelalesi’ nin kış aylarında azalan debisi, bahar aylarıyla birlikte yükseliyor. Yaklaşık 50 metre yükseklikten akan şelale yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oluyor. Hafta sonu Şebinkarahisar’dan ve komşu ilçelerden şelaleyi görmek için çok sayıda yerli turist gelerek gezinti yapıp, hatıra fotoğrafı çektiriyor.
Yağmurla Beraber Yolculuk.
Bu günde yağmurdan yana nasibimizi aldık.Karadeniz bölgesinin tipik havası yakamızı hiç bırakmadı.Ama bu sefer iyice ıslatıyor.
Katırcı Pınarı Çeşmesi.
Yağmurun şiddetini arttırdığı Şebinkarahisar’a iyice yaklaştığımız anda burasını bulduk. Burası Katırcı Pınarı Çeşmesi ve Şehit Uzman Çavuş Birkan Gündüz Parkı.2016 yılında restore edilmiş ve hizmete açılmış.Sığınılacak en emniyetli yerlerden biri,mobese kameralarına çok yakın.
Ama bir tereddütümüz var,yerleşim yeri dışı yerler akşamcıların da mekanı olabiliyor.Bakalım öyle mi? olacak.
Ben çadırları kurduktan sonra mobeselere şifreli mesaj verdim !!!! (Emekli Jandarma Astsubayı olduğumdan rahat hareket edebiliyorum).Jandarma yarım saat sonra geldi.Kendimizi tanıttık ve gittiler, yani emniyetteyiz,bizi bol bol gözetleyecekler.
Ama sıklıkla gelen akşamcılara dur diyemedik,yerlerinin işgal edildiğini gören geri döndü,bu gece yarısına kadar sürdü.Bir tanesi fazla kaçırmış, biraz sitem etti ama sonunda ağabeyciğim deyip,elimi öptü, geri gitti.
Her neyse zaten fazla yorulmamıştık, ben de Ferdi de gece yarısına kadar çadırlarımızda oyalanıp,gelenlerle muhatap olmamayı tercih ettik.
Gece yarısından sonra mı? vallahi hatırlamıyorum…
Güzel bir uyku uyumuşum.
Ata Yolu-Kurtuluş Yolu devam ediyor yarın 9 ncu gün ve Şebinkarahisar ilçe merkezine girip, Alucra tarafına yol alacağız.