Dün akşam erken yatmış olsakta sabah kalkmamız saat 09:00 gibi oldu. bunda yol yorgunu olmamız ve çadırımızı ağaç altına kurduğumuz için güneşten etkilenmememiz etkili oldu. hem zaten acelemizde yoktu.
Kahvaltı günün en önemli öğünüdür! Çorbalar, Çaylar. Yumurtalar, helvalar havalarda uçuşuyor. 🙂
kampı toparlayıp yola çıkmamız 11:00’ gibi oldu.
Biz trakyalılar toprağımızın kıymetini bilmeyen bir milletiz. fıstık gibi verimli tarım alanlarını fabrikalar kat kat binalarla doldurduk. adamlar burada taş içinde tarım yapmaya çalışıyor.
Sarıcailyas köyü’nü geçtikten sonra içanadolu’nun kıraç düzlükleri geride kalıyor, daha engebeli ve ağaçlı bir coğrafya bize kucak açıyor.
gördüğünüz üzere tabelada benim harita okuma ve yön bulma yeteneğimi doğruluyor, tam da
Her 10-15 km bir bulunan, yaklaşık uzunluğu 400 km yi bulan 2010-2011 yıllarında Afyon,Kütahya, Eskişehir Valiliği ve Frigküm’un ortaklaşa hazırladığı Frig vadileri Yürüyüş yolu tabelası görülmekte.
Buraya isimlerini yazan zat-ı muhteremlere çok teşekkür ediyorum. İnsanın kime küfür edeceğini bilmesi ve salladığın her kelamın askıda kalmayıp hedefini bulması muazzam bir duygu.
Yazılıkaya-Midas Vadisi’ne yaklaştıkça etrafı kalelerle çevrili korunaklı bir bölgeye girildiği hemen anlaşılıyor. Vadideki tepeler üzerine konuşlanmış olan kaleler Midas Kenti‘ni korumakta.
Yazılıkaya köyü’ne 2 km kala Yazılıkaya-Çukurca yolu ‘nun 100 m batısında bulunan anıtın üst cephesindeki Frigçe yazıtlardan dolayı “Arezastis Anıtı” olarak adlandırılan anıt görünüyor.
Nihayet Yazılıkaya köyü‘ne gelmeyi başardık.
Bisikletlerimizi Veysel Abi ‘ye emanet edip Midas antik kenti ‘ni gezmeye başladık.
Karşınızda frig vadilerinde görebileceğiniz en nadide yapı Yazılıkaya . Ön cephesi doğuya yönlendirilmiş olan anıt, 17,00 m yüksekliğinde 16,50 m genişliğinde.
Yazılıkaya Anıtı’ndan yaklaşık 200 m kadar güneybatıya yürüdüğümüzde karşımıza Frig anıtlarının yapıldığı konusunda önemli bilgiler veren bitirilememiş anıt görülüyor. Bu antı bitirilemediği için “Bitmemiş Anıt” olarak adlandırılmış.
Yazılıkaya Midas Antik kenti dikkatlice gezildiğinde, birçok anıt, kaya mezarlığı, kaya kabartmaları, sarnıçlar ve antik dönem taş ocağı yatakları görülebilir.
Küçük bir hatıra almadan olmaz elbette.
Yazılıkaya köyü’nün muhtarlığını ve Midas Antik kenti‘nin Bekçiliğini yapanVeysel Abi‘nin söylediğine göre tarihi İlk tunç çağına dayanan yazılıkaya, Hitit, Pers, Helenistik ve Roma halklarına ev sahipliği yapmış. Günümüzdeki sahipleri ise bundan 130 sene kadar önce Kafkaslardan göçen 130 hanenin torunlarının bir kısmı. şu anda köy halkının 4/3 ü Amerika, Avrupa ve yurt içine dağılmış durumda.
Yazılıkaya‘ya geldiğinizde “Hıçın böreği” ve yanında verilen Peynirin tadına bakmadan buradan ayrılmayın.
Yazılıkaya‘dan Yapıldak ,Oynaş ve Kümbet köyleri üzerinden Seyitgazi-Gazlıgöl karayolu
Bu yolu bu şekilde geldikten sonra dün Kütahya üzerinden değilde Seyitgazi üzerinden geldiğimiz için kendimizi şanslı hissettik. aksi takdirde bu yolu önce tırmanacak sonra aynı yoldan tekrar dönerek yolu uzatacaktık.
Afyonkarahisar il sınırı’nı geçtikten sonra baz istasyonu kollayan gözlerimiz kamp yeri aramaya başladı, bir süre sonra havanında kararması ile tek çaremiz herhangi bir yerleşim yeri oldu. bu arada Aslantaş-Yılantaş ve Göynüş ören yerini es geçmek zorunda kaldık.
Yardımsever Kayıhan kasabası sakinleri ve Muhtar Celil Arslan ‘ın yardımları ile geceyi geçirecek bir dam (Köy Odası) bulduk. Telefonlarımızı şarj ettik, ve iyi bir uyku çektik.
Ocak için benzinimiz kalmadığı için geceyi kahvaltılık ile geçirmeyi planlarken misafirhanedeki piknik tüp ile sıcak yemeğe çaya-kahveye kavuştuk.