Avanos Nevşehir‘in 18 km kuzeyinde Kızılırmak kıyısında kurulmuş bir yerleşim yeridir. Antik çağlarda ismi Venessa olan ilçede Hitit döneminden beri çömlekçilik yapıldığı bilinmektedir. Türkiye’de çömlek denince akla gelen ilk yer Avanos‘tur.
Günümüzde kullanılan isim, kasabanın Osmanlı dönemindeki ismi Evenez‘den türetilmiş.
Avanos‘tan Göreme’ye giden yoldan ayrılıp birkaç kilometre doğuya gittiğimde Peribacaları’nın oluşumunun en iyi şekilde gözlemlendiği yamaca ulaşıyorum.
Biraz ilerlediğimde Paşabağı’na ulaştım. Burası iki yada üç başlı peribacaları ile Kapadokyanın benzersiz güzellikteki vadilerinden birisi.
Tarlaların ve üzüm bağlarının arasında yüzlerce ilginç kaya kitlesi yükselmekte.
Paşabağı’nı arkamda bırakarak Zelve’ye doğru yoluma devam ediyorum.
Zelve Ören yeri, Avanos‘a 5 km. Paşabağ’ına 1 km. Aktepe’nin dik ve kuzey yamaçlarında kurulmuştur.
Üç vadiden oluşan Zelve Ören Yeri, peribacalarının en yoğun olduğu yerdir. Vadideki peribacaları sivri uçlu ve geniş gövdelidir.
Bulgur yapımında kullanılan değirmen.
1924 yılındaki Türk-Yunan mübadelesine kadar Müslüman ve Rum Ortodoks yerli halkın birlikte yaşadığı bu vadi mübadeleden sonra sadece Müslümanlara kalmış.
Onlarda 1950 yılların başına kadar burada oturabilmiş. Kayaların çökme tehlikesi sebebiyle 1952’den itibaren Zelve tamamen boşaltılmış.
Karşında bakınca Kapadokya’nın insanlarının hayvan sever olduğunu ve bu düşünceyle güvercinlik inşa ettiğini düşünebilirsiniz. halbuki iş böyle değil, tamamen çıkar üzerine kurulu bir düzen. benim düşüncem kimsenin çıkarı olmasa bu kuşların sağı solu pisletmesine müsade etmez.
Erken hıristiyan topluluklarda Tanrının ruhu ve İsa’yı simgelediği için dini inançlar doğrultusunda sevilen ve kutsal sayılan Güvercin. gübresinin diğer pek çok hayvanın gübresinden daha çok oranda “azot” içerdiği için toprakların verimini arttırmak için kullanılmış. hatta bu gübre patlayıcı silahlara ham madde olarak kullanılmış.
Kayalara oyulmuş bir hücrenin önüne minik bir minare ve taş duvarlar eklenerek yapılmış olan cami dikkat çekiyor.
caminin hemen karşısında manastır olarak kullanıldığı tahin edilen ve bir peynir gibi içerisi hücrelerle delik deşik edilmiş olan dev kaya bloğu bulunmakta.
Zelve Açık Hava Müzesi Hatırası. 🙂
Zelve’den ayrılıp Ürgüp‘e doğru yolculuğuma devam ediyorum.
Bir süre sonra yol çalışması sebebiyle yolun kapalı olduğunu görüyorum. Bu durum Ferdimen‘i durdurabilir mi? tabi ki durduramadı yolma devam ettim.
Yaklaşık yarım saat bozuk yolda ilerledikten sonra Ürgüp‘e geldim.
Bakın Burada kimler var. kim bu güzeller?
Kapadokyanın bugünkü büyüleyici görüntüsünün borçlu olduğu 3417 metre yüksekliğindeki Erciyes dağı, Ortahisar ve Uçhisar gibi bölgenin yüksek yerlerinden görünüyor.
Saat 19:00 gibi Derinkuyu‘ya geldim lakin dağdan, taştan sıkılmış olmam sebebiyle Yeraltı şehirlerini gezmekten vazgeçip yoluma devam ettim. bir an önce Adana‘yı görmek için sabırsızlanıyorum.
Güneş yavaş yavaş batarken bende Yeşilgölcük’ geldim. Sağlık ocağının bahçesine çadırı kurup geceyi burada geçirdim. gece de biraz üşüdüm gibi sanki.