2012/06/24 - Tekirdağ/İnecik - Tekirdağ/Çorlu
2012/06/23 - Çanakkale/Gelibolu - Tekirdağ/İnecik
2012/06/22 - Çanakkale/Ayvacık - Çanakkale/Gelibolu
2012/06/21 - Balıkesir/Altınova - Çanakkale/Ayvacık
2012/06/20 - İzmir/Yenişakran - Balıkesir/Altınova
2012/06/19 - İzmir - İzmir/Yenişakran
2012/06/16 - İzmir - İzmir/Çeşme - İzmir
2012/06/09 - Aydın/Söke - İzmir
2012/06/08 - Muğla/Selimiye - Aydın/Söke
2012/06/07 - Muğla/Yatağan - Muğla/Selimiye
2012/06/06 - Muğla/Döğüşbelen - Muğla/Yatağan
2012/06/05 - Muğla/İnlice - Muğla/Döğüşbelen
2012/06/04 - Muğla/Ölüdeniz - Muğla/İnlice
2012/06/03 - Muğla/Eşen - Muğla/Ölüdeniz
2012/06/02 - Antalya/Gelemiş - Muğla/Eşen
2012/06/01 - Antalya/Davazlar Köyü - Antalya/Gelemiş
2012/05/31 - Antalya/Kumluca - Antalya/Davazlar Köyü
2012/05/30 - Antalya/Tekirova - Antalya/Kumluca
2012/05/29 - Antalya - Antalya/Tekirova
2012/05/23 - Seydişehir-Antalya
2012/05/22 - Konya-Seydişehir
2012/05/21 - Kulu-Konya
2012/05/20 - Gölbaşı-Kulu
2012/05/19 - Ankara-Gölbaşı
2012/05/17 - Sivrihisar-Ankara
2012/05/16 - Eskişehir-Sivrihisar
2012/05/14 - Kaynarca-Eskişehir
2012/05/13 - Bakırköy-Kaynarca
2012/05/12 - Çorlu-Bakırköy
File | Action |
---|---|
wikiloc | Download |

Tam harekete geçecektim ki Demirciler köyünde yaşayan dokuz on yaşlarındaki Görkem ile karşılaştım. Biraz sohbet ettik. Büyüdüğü zaman göz doktoru olacağını söyleyen Görkem’den şakayla karışık ilerleyen zamanlarda ben yaşlandığımda beni tedavi etme sözü karşılığında bisikletinin patlamış lastiğini tamir ettim. Elbette ki bunu karşılık bekleyerek yapmadım.


Yola koyulmanın ardında yaklaşık bir saat sonra bu sefer benim lastiğim patladı. Tamiratın ardından yoluma devam ettim. Yol üstünde Saklıkent ve Tlos antik kentinin tabelalarını görmüş olmama rağmen ana yoldan ayrılmadan Fethiye’ye doğru yoluma devam ettim. Öğlene doğru Uğrulu köyüne geldim, burada bir miktar alışveriş yaparak Fethiye’ye doğru yönelerek 12.00 – 12.30 civar hedefime ulaştım.

İlk izlenim olarak neden bilinmez buradan pek haz etmedim. Sanki şehrin tüm kanalizasyonunu bu koya boşaltılmış gibiydi. Yeşilimsi dalgalı denizi bana hiç cazip gelmedi.

Bugün günlerden Pazar olduğu için kargo şirketi de kapalıydı mecburen gönderilmiş olan fotoğraf makinesini alabilmek için buralarda bir gün oyalanmam gerektiğinden şehirde bir süre oyalandıktan sonra Ölüdeniz’e doğru yoluma devam ettim. Yaklaşık 5 kilometrelik bir tırmanış ve 3 kilometrelik bir inişin ardından ortalama bir saat süren yolculukla Ölüdeniz’e geldim.

Çok uzun yoldan, tavsiye üzerine buraya geldiğimi söyleyip kısaca hikâyemi anlatmanın ardından Hasan ağabey “– Madem bizi görmek için uzun yoldan geldin. O zaman bu gece misafirimiz ol.” diyerek çadır kurabileceğim uygun bir yer göstererek bu sıra dışı yerde konaklama imkânını sağladı.
